Sezonun ikinci yarısının ilk maçında deplasmanda Balıkesirspor ile karşılaşan Samsunspor her iki yarıda bulduğu gollerle sahadan üç puanla ayrılmasını bildi.
Ligin dibinde yer alan Balkes ilginç istatistiklere sahip. En az puana sahip, en az kazanan, en çok mağlup olan, en az gol atıp, kalesinde en çok gol yiyen bir takıma karşı kazanmaktan başka ne olabilirdi ki?
Yenilerden Sheldon sahada Tolcay ise yedek kulübesinde idi. Gözlerimiz Saviçeviç'i aradı. Kadroda bile yoktu. Sebebini bilemedik. Haftalardır apayrı bir kaprisle takımdan uzak olan Hasan ise geçmişe sünger çekip formasını tekrardan sırtına geçirmişti.
Maç boyunca toplamda üç kez rakip kalede etkili olduk. İkisi gol oldu. Rakibe oynaması için geniş alanlar bıraktık bırakmasına da zaman zaman zorlanmadık değil.
Devrenin ortalarında Yasin ile öne geçtik. Soyunma odasına iki farkla gidilmesine Cihan izin vermedi. Öyle bir gol kaçırdı ki evlere şenlik.
Ev sahibi ekip ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle önce orta alanı ele geçirdi sonra da oyunun hakimiyetini. Ama gününde olan savunma dörtlüsü rakibe göz açtırmadı. Bitime on dakika kala Yasin’in bencillik yapmadan Fofana'ya attırdığı gol ile rahatladık. Üzerimizdeki baskı, stres bir anda uçup gitti.
Masada kağıt üzerinde maç lehimize görülüyordu. Bu görüntü sonuca da yansıdı yansımasına da takımda henüz giderilememiş sıkıntılar var.
Yabancıların yetersizliği öne çıkıyor. Çinari’den hala medet ummak yanlış bir davranış. Bah desen tam bir dolgu malzemesi. Diğerleri de bunlardan farklı değil.
Maçın adamını seçmeye kalksak ben oyumu Yunus Emre'den yana kullanırdım. Bu yeni gelen Sheldon'da fena bir kumaş değil. Diğerlerini görme imkanı bulamadık, onları da göreceğiz elbet.
Deplasmandan kazanarak dönmek mutluluk verici bir olay.
Darısı cuma günkü Kocaelispor maçına diyelim ve herkese emeklerinden dolayı teşekkür edelim.