1988-89 sezonunun ikinci yarısını geçirilen elim kaza sonrası yarıda bırakan Samsunspor bir sonraki sezonda başarısız olup küme düşmüştü.
Umutsuzluğun tavan yaptığı bir dönemdi.
Camia yeniden ayağa kalkıp koşar adımlarla yeniden 1. Lig’e yükseldi.
Her şey yeniden rayına oturdu diye düşünürken 1991-92 sezonu başladı. Teknik Direktör Mehmet Ali Çınar idi…
Aslan Çınar başkanlığındaki yönetim kurulu, aldığı bir kararla ligin daha dördüncü haftasında Çınar ile yolları ayırdı. Dışarıdan teknik adam arayışları yürütülürken bir maçlığına Mehmet Babalık takımın başında yer aldı.
6. hafta oynanan ve 1-1 sona eren Altay maçında ise yeni patron sahadaydı.
Özkan Sümer…
Sümer hoca ile birliktelik sezonun 22. haftasına kadar devam etti.
Ancak ne sezon başında ne de devre arasında yapılan onca transfer kötü gidişatı frenleyemedi.
Samsunspor demir attığı ligin dibinden kurtulamadı.
Özkan Sümer yönetimindeki Samsunspor 17 maçta 2 galibiyet, 5 beraberlik, 10 da yenilgi aldı.
İstanbul’da 2-1 kaybedilen Galatasaray maçı sonrası Sümer ile de yollar ayrıldı. Sezon sonuna kadar Mehmet Babalık takımın başında kaldıysa da takım küme düşmekten kurtulamadı.
Anlatmaya, daha doğrusu hatırlatmaya çalıştığım şey Samsunspor’dan bir Özkan Sümer’in geçtiği gerçeğidir.
Başarılı olmuş ya da olmamış hiç önemli değil.
Futbol dünyasının ombudsmanı sayılacak bir değeri kaybettik.
Çeşitli kez, bir arada olduk, defalarca da uzun soluklu sohbetlerimiz oldu.
Ülke futbolu ile ilgili tespitlerini önemsiyordum, fikirlerimiz örtüşüyordu.
Yabancı serbestliğine karşıydı, ben de öyleyim.
Futbolun kurtuluşunu alt yapı olarak görüyordu.
Öngörüsü doğruydu.
Defalarca kez Trabzonspor tesislerinde alt yapı maçlarını izlerken görürdüm.
Bir yandan konuşur, yüzüme değil, sahaya futbolculara pür dikkatle bakardı.
En son, bir yıl kadar önce İsmail Uyanık başkanın davetiyle geldiği Samsun’da beraberdik.
Tesislerde hoş vakitler geçirmişti.
Birkaç gün sonra evine dönmüştü.
Yakalandığı amansız hastalık sevgili hocamızı aramızdan aldı götürdü.
Mekanı cennet olsun…