Türk futbolunda çok garip işler oluyor.
Görmediğimiz, duymadığımız davranışlar özellikle bu sezonda tüm yönleriyle ortaya seriliyor.
Aklımıza gelmeyen daha ne yeniliklerle yüz yüze geleceğiz, bekleyip gözlemleyeceğiz.
Aradan geçen onca zamana rağmen Fenerbahçe-Samsunspor maçı her ortamda konuşulmaya devam ediliyor. Yenilmedikleri için Samsunspor takımı eleştiriliyor, yenemediği için de hocasından, futbolcusuna kadar Fenerbahçe yerden yere vuruluyor.
Maç sonunda, Fenerbahçeli futbolcular başlarını öne eğip, soyunma odasına utanç duyup gitmeleri gerekirken, sahaya girip rakip takım oyuncusuna saldırabiliyorlar. Onu toplu olarak darp etmek istiyorlar.
Bu utanç verici davranış, araya giren diğer oyuncular tarafından daha fazla büyümeden önleniyor.
Ertesi gün de Samsunspor yönetimi TFF’ye başvurarak bu çirkin olayı gerçekleştirenlerin cezalandırılmasını talep ediyor.
Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor. Anormal olan ise konuyla uzaktan yakından ilişkisi, alakası olmayan bir kulübün devreye girmesi, Samsunspor’un avukatlığına soyunması…
Galatasaray da TFF’ye başvurup, saldırgan futbolculara ceza verilmesini talep ediyor.
Allah, Allah, bakın şu işe yahu!
Size ne oluyor?
Nerden geldin buraya şimdi?
Bu maçın gözlemcisi bu olayı çıplak gözle görmedi mi?
Görmediyse bile TV’lerde ayan beyan defalarca gösterildiğini de mi fark etmedi. Raporun da yazmaz ise Temsilciler Kurulu, sormaz mı?
“Beyefendi ortalık karışmış, raporunda tek bir kelam yok! Sen maç biter bitmez stattan çıkıp gittin mi?”
Yazmıştır, umarım.
TFF Ceza Kurulunun yapacağı tek bir şey var. Samsunspor’un itirazını değerlendirmek. Olaya dahil olan futbolculara cezayı yapıştırmak. Ceza verilmelidir ki bir daha bükemedikleri bileğe saygı duysunlar.
İtirazcı, konuyla alakasız kulübe de tek bir kelimelik yanıt gönderilmeli. Orda da şu yazmalı: “Sana ne?”