Samsunspor’da koşucu ve adam eksiltme yeteneği taşıyan oyuncu yokluğu büyük bir eksiklik olarak ortaya çıkıyor ve sıkıntı yaratıyor.
Bu tip oyuncuların rakip takımlarda oluşu başta savunma dörtlüsü olmak üzere tüm takım üzerinde baskı yaratıyor.
Buradan çıkacak sonuç, ilk olarak yabancı oyuncular olmak üzere yapılan transferlerde bu özelliğe sahip futbolcuların transfer edilmemesi ya da edilememesi oluyor.
Oyuncu seçicilerde ki bu eksikliği son üç sezondur açık seçik görmek mümkün.
Aldıkları 50-60 futbolcunun hiç birinde dahi bu özellik yok.
Beceriksizlik, bilgisizlik, yeterli araştırmanın yapılamayışı mazeret olarak gösterilebilir ancak bunun bedelini maddi ve manevi olarak tüm camia ödüyor.
Eğer bu soruna bir neşter vurulamaz ise bu böyle devam edip gidecek.
Öyle bir sezon yaşıyoruz ki inanın son haftalara kadar ligi kimlerin hangi sırada bitireceğini tahmin bile edemeyeceksiniz.
Samsunspor beş maçı geride bıraktı.
Kayıp sekiz puanın nedenini herkes farklı şekilde değerlendirebilir.
Benim bahsedeceğim konu çok değişik gelebilir.
Merak ediyorum beş maçın öncesinde rakiplerle ilgili bir analiz yapıldı mı?
“Yapılıyor”, diye bir yanıt gelse, ikinci soru olarak sormak isterim; “Rakibin etkili silahlarına karşı önlem alma ya da, rakibin hızını kesebilme adına ne gibi bir plan ürettiniz, neden uygulama hataları içerisine düştünüz?”
Bursaspor karşısında oyun ve skor olarak bozgun yaşandı.
Üç gün sonra Gençlerbirliği karşısında senaryo aynı idi.
Konuk takımın kaçırdıklarının yarısı gol ile sonuçlansaydı skor Bursa maçından daha hazin olurdu.
Yatıp, kalkıp rakip forvetlerin aymazlığına, vurdumduymazlığına ve beceriksizliğine şükredelim.
Bir de kaleci Aykut, Berk ve Burak’ın adeta “Çanakkale geçilmez” oyun anlayışına teşekkür edelim.
Mehmet hocanın ve de yardımcılarının son iki maçı birçok kez yeniden izlemesini isterim.
Baksın bakalım, takımı rakip kaleye kaç şut çekmiş, çekilenlerin kaçı tribünlere çıkmış?
Yapılan kanat ortalarının kaçı rakibe, kaçı kaleciye, kalan kaçı kendi arkadaşına gitmiş?
Oyun anlayışını, rakip kale önünde hep hücum yapılacak şeklinde dizayn eden Mehmet hoca, arkada açılan kara deliklere karşı nasıl bir önlem düşünmüş?
Önceki günkü maç sonu yazımda oyuncularla kan bağının uyuşmadığını öne sürerek yol yakınken hocanın görevi bırakmasının doğru olacağını belirtmiştim.
Fikrimde sabitim.
Bir şey olmuyorsa, zorlamanın bir manası olmaz.
Herkes için hayırlı olacak bir karara saygı duymak lazım.
Yol yakınken, çatlayan testi daha fazla su kaçırmadan.