Ligin ikinci yarısı başlamadan önce, ara transfer döneminde takıma dahil edilecek olan futbolcuların kalitesinden, alınacak verimden, Ertuğrul hocanın sorumlu tutulması gerektiğini ifade eden bir yazım olmuştu.
Yerli ve yabancı pek çok isim transfer edildi, bazılarıyla da yollar sezon sonuna kadar ayrıldı. Konu açılmışken takıma katkısı olmayan-olamayanları başka takımlara gönderirken satamayıp sadece kiraladık. Karşı taraf ne olur ne olmaz deyip emaneten aldı.
Herkes bizim gibi saf değil yani, akıllı adamlar billahi…
Gidenlerin takımlarına kattıkları verimi takip ediyoruz, değişen bir şey yok!
Sezon tamamlandığında tilki misali kürkçü dükkanına dönüş yapacaklar. Bunları takıma süper yıldız diye katanlara verilecek en büyük iş, kiralama miralama yapmadan elden temelli olarak çıkartılması olacaktır.
Nasıl aldılarsa, aynı paraya geri postalamak zorundalar.
Zira hiç kimsenin kulübün parasını sokağa atmaya hakkı yok!
Ara transfer döneminde gelenleri tek tek ele aldığımızda ortak kanı şu: “İyi ki varlar, iyi ki alındılar”
Sayelerinde Samsunspor ikinci yarıda farklı bir kimliğe, karaktere büründü.
Artık, “Acaba bu maçta neler yaparız, nasıl bir oyun ortaya koyar, ne gibi bir sonuç alırız?” diye endişe ettiğimiz bir duyguya sahip değiliz.
Şimdilerde, “Çıkar, oynar, kazanırız” düşüncesindeyiz.
İlk yarıya oranla yarıdan fazla değişen on bir sahaya çıkıyor, mücadelesini veriyor, rakibini ısırıyor ve son düdük çalındığında kazanarak çıkıyor sahadan.
Transferdeki yüzde yüze varan isabetlik ve hedef tutturulmuşluk takımın çehresini tamamen değiştirdi.
Bunda Ertuğrul Sağlam’ın payı çok…
Sağlam’dan sağlam transferler diyebiliriz.
Hedefe emin adımlarla yürüyoruz.
Takıma, teknik heyete, başkana verilen desteği artırmalı, tek yumruk olduğumuzu hissettirmeliyiz.
Hariçten gazel okuyanlara aldırış etmeden…
“Ne mutlu Samsunsporluyum diyebilene” sözünü yürekten söyleyebilenlerle mutlu sona doğru ilerliyoruz…
Geride kalanlar varsın kendileri düşünsün…