Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların staj süreleri, Avukatlık Kanunu’na göre özel bir durum arz eder. Bu kanun uyarınca, avukatlık stajı yapanların (stajyer avukatların) sigortalı olarak çalışmaları açıkça yasaklanmıştır. Bu yasak, stajyer avukatların mesleki eğitim süreçlerinde tam anlamıyla bağımsız bir şekilde deneyim kazanmalarını sağlamayı amaçlar. Ancak, sigortalı çalışamamanın bir sonucu olarak, bu dönemde geçen süreler doğal olarak sigorta primine tabi tutulamaz. İşte tam da bu noktada, hizmet borçlanması devreye girer. Stajyer avukatlar, stajda geçirdikleri bu süreleri sonradan borçlanmak suretiyle sigortalılık hizmet süresine dahil edebilirler. Bu imkan, avukatların emeklilik hesaplamalarında staj sürelerini de değerlendirebilmelerine olanak tanır ve meslek hayatlarının erken dönemlerinde geçen bu zamanın "boşa gitmesini" engeller. Borçlanma işlemi, ilgili sosyal güvenlik mevzuatına uygun olarak yapılır ve borçlanılacak süreler, stajın fiilen tamamlandığı gün sayısı üzerinden hesaplanır.
Benzer şekilde, grev ve lokavt dönemlerinde geçen süreler de hizmet borçlanmasına konu olabilir. Ancak bu borçlanma hakkı, yalnızca 4/a sigortalıları (eski adıyla SSK’lılar) için tanınmıştır. Bunun nedeni, 4/a sigortalılarının işçi statüsünde olmaları ve grev ile lokavt gibi işçi-işveren ilişkilerinden doğan durumlara doğrudan taraf olabilmeleridir. Öte yandan, 4/c sigortalıları (yani kamu görevlileri, eski adıyla Emekli Sandığı’na tabi olanlar) için böyle bir hak söz konusu değildir. Çünkü 4/c sigortalılarının grev yapma hakkı anayasal ve yasal düzenlemelerle kısıtlanmıştır; aynı şekilde, devlet kurumlarının lokavt ilan etme yetkisi de bulunmamaktadır. Grev ve lokavt süreleri, iş yerlerinde çalışmanın durması nedeniyle sigortalıların uzun vadeli sigorta primlerinin ödenemediği dönemlerdir. Bu durumda, sigortalılar, prim ödenmeyen bu süreleri hizmet süresine eklemek için borçlanma yoluna gidebilirler. Üstelik bu borçlanma işlemi oldukça esnektir: Sigortalılar ya da hak sahipleri, grev ve lokavt süresinin tamamını borçlanabileceği gibi, dilerlerse sadece belirli bir kısmını da borçlanabilirler. Bu, bireylerin maddi durumlarına ve emeklilik planlamalarına göre tercih yapabilmelerine olanak tanır. Borçlanma miktarı, borçlanılan süre ve ödenmesi gereken prim tutarı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlediği güncel asgari ücret ve borçlanma katsayılarına göre hesaplanır.
Bir diğer önemli borçlanma türü ise hekimler için geçerlidir. Hekimler, prim ödemeden fahri asistanlık yaptıkları süreleri borçlanmak suretiyle hizmet süresine ekleyebilirler. Fahri asistanlık, genellikle tıp fakültesi mezunlarının uzmanlık eğitimi öncesinde veya sırasında, herhangi bir ücret ya da sigorta primi ödenmeden çalıştıkları bir dönemdir. Bu süreler, hekimlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlasa da, sigortalılık açısından bir kayıp olarak değerlendirilebilir. Borçlanma imkanı sayesinde, hekimler bu süreleri emeklilik hesaplamalarına dahil edebilirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: Hekimlerin borçlanma başvurusu yaptıkları tarihte en son hangi sigortalılık statüsünde (4/a, 4/b ya da 4/c) oldukları, borçlanmanın hangi şartlar altında yapılacağını belirler. Örneğin, borçlanma talebi sırasında 4/a statüsünde olan bir hekimin borçlanması, 4/a sigortalılık koşullarına göre hesaplanır ve prim tutarı buna göre belirlenir. Aynı şekilde, 4/c statüsünde olan bir hekimin borçlanması, kamu görevlisi statüsüne özgü esaslar çerçevesinde değerlendirilir. Bu durum, borçlanmanın hem maliyetini hem de emeklilikteki etkisini doğrudan etkiler. Hekimlerin bu tür bir borçlanma yapmadan önce, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan detaylı bilgi alarak kendi durumlarına en uygun seçeneği değerlendirmeleri faydalı olacaktır.
Hizmet borçlanmaları, sosyal güvenlik sisteminin bireylere sunduğu önemli bir esneklik olarak karşımıza çıkar. Gerek avukatlık stajı, gerek grev ve lokavt, gerekse fahri asistanlık gibi özel durumlar, bireylerin çalışma hayatında karşılaştıkları farklı koşullara çözüm sunmayı amaçlar. Bu imkanlar, sigortalıların emeklilik süreçlerini planlarken daha fazla kontrol sahibi olmalarını sağlar ve geçmişte sigorta primi ödenmemiş dönemlerin telafi edilmesine olanak tanır. Borçlanma işlemlerinin detayları, ilgili mevzuat hükümlerine ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uygulamalarına bağlı olarak zaman zaman güncellenebilir. Bu nedenle, borçlanma yapmayı düşünenlerin, başvuru öncesinde güncel bilgileri ve kendi sigortalılık durumlarını gözden geçirmeleri büyük önem taşır.