80’li yılların ünlü sözüydü…
“Alışırsınız… Alışırsınız…” diyordu rahmetli Turgut ÖZAL…
Vahşi kapitalizm ve emperyalist global dünya gerçeklerini yavaş yavaş sindiriyorduk.
Başımıza örülecek çorapların yünleri koyunlardan yeni yeni kırkılıyordu.
Çocuktuk, ne dediğini tam algılayamıyorduk.
Zamanla anladık ne demek istediğini…
Tabii ki ‘alıştık’ zamanla her şeye, her değişime, her gelişmeye, her yeni oluşuma…
Alıştık…
***
Alışkanlıklar dayatmalarla da desteklenebiliyor.
Mesela aklıma gelen bir anı:
12 Eylül darbesi daha yeni olmuş. Çarşamba’yı ikiye bölen ırmağın ötça (Çarşamba dilinde diğer sahildeki kısmına) geçmek için köprübaşına vardık. Daha lisede okuyoruz. Köprünün her iki tarafında ve her kaldırım başında birer tane olma üzere 4 asker var.
Askerler halkı yürüyüş kaldırımı istikametlerine yönlendiriyor.
O zaman köprü trafiğe açık.
Hem de gidiş-geliş istikametinde, yani çift yönlü…
Ama askerler insanları araç gidiş yönü tarafındaki kaldırımlara değil, ters istikametteki kaldırımlara yönlendiriyor.
Garipsedik, yadırgadık ama anladık ki kaldırımdaki vatandaşı sollarken yola inmek gerekince arakadan gelen araba size vurmasın diye yapılan bir uygulama hasıl olunca, hak vermemek elde değil; mantıklı ve akılcıysa kim ne diyebilir?
Yıllar sonra bugünde köprüden yürürken fark ettim ki araç trafiğine bugün o köprü kapalı olsa da ben hala o günlerdeki gibiyim. Hala ters kaldırım tercihim maalesef devam ediyor.
Alışkanlık yapmış bende…
Hala 40 yıl evvelki davranışımı sürdürüyorum.
***
Bugün de alışkanlığımız TMM’deki 3 koşuldan biri olan; maske üzerine…
Maskeli yaşama da alışıyoruz.
Tahmin ediyorum ki ilerleyen zamanlarda gözlük, anahtarlık, cüzdan gibi o da bizim bir aksesuarımız ama gerekli sağlık aksesuarımız gibi olacak.
Bundan birkaç yıl evveline kadar yolda maskeli birini görünce merek ederdik, “Niye takıyor?” diye...
Genelde lösemi (Kan Kanseri) hastalığı olanlar mikrop kapmasınlar diye takınıyordu.
“Vah vah tüh tüh. Allah göstermesin. Allah düşürmesin…” der üzülürdük. Sağlığımıza şükrederdik.
Ama şimdi istisnasız, sınıf farkı olmaksızın, zengin fakir, büyük küçük hepimiz maskeli geziyoruz.
Sanırım biz de MASKELİLİĞE ALIŞACAĞIZ.
Tahminim en az 2-3 yıl maske modası geçmeyecek gibi görünüyor.
İnanıyorum ki kovid-19 yerini bilmem ne 23, falanca 30, filanca 50 mikroplarına bırakacak.
Yeni dünya düzeni böyle yaşayıp göreceğiz.
Belki de mikrop ve virüs korkusuyla…
Bundan sonra hep maskeli yaşayacağız.
Maskeli yaşama da alışacağız.
Biz nelere alışmadık ki?
Bakarsın 40 yıl sonra çare vermeyen bez maske yerine, pislenen ve kirlenen dünyanın kahrından kurtulmak için astronot başlığı gibi koruyucularla gezmek zorunda kalırız.
İnanın ona da alışırız
Kalın sağlıcakla…