Çevremizde o kadar katliam oluyor ki…
Seyirciyiz, toplum olarak seyrediyoruz!
Tiyatro veya sinema eseri gibi…
Kaz dağları katliamı…
Fatsa katliamı…
Şahin Dağları…
Çarşamba Ovası’nın göbeğine BES santrali…
Hepsi altın için…
Para için…
Sermayeye gelir için…
Ancak toplum olarak yapılanları sanki normalmiş gibi algılıyoruz.
Duyarlı vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri haricinde toplumun geri kalanları olarak sadece seyrediyoruz!
Aslında seyretmekle de kalmıyoruz.
Doğa katliamını, çevrenin yok olmasını, geleceğimizin karartılmasını anlatılamaz bir acayiplikle umursamaksızın kayıtsız kalıyoruz.
Adeta cinayeti görüyoruz!
Ama ama (kör) adam rolünü oynuyoruz!
***
Cinayeti işleyen belli, cinayetin yardım ve yatakçıları belli, cinayetin azmettiricileri belli…
Ama maalesef şahitler konuşmuyor, zarar görenler veya görecekler konuşmaktan korkuyor. İleride bu cinayetlerin sonucuna katlanacak olanlar sessizce olacakları takip ediyor.
İşte sözüm onlara:
Yarın ağladığın zaman, yarın mağdur olduğun zaman, yarın pişmanlıklarından dolayı utanç duyacağın zaman, yarın çocuklarına torunlarına mahcup olacağın zaman mı aklınız başınıza gelecek?
Yarın iş işten geçtikten sonra mı bağırıp çağıracaksınız?
Yarın kaybettiğin güzelliklerin, yok olan doğanın, toprağın, suyun ve havanın değerli olduğunu bir daha geri zor geleceğini anlayacaksınız?
Cinayeti hepimiz görüyoruz ama şahitlikten kaçıyoruz.
Cinayeti hepimiz görüyoruz ama falan-filan konuşup ifade versin istiyoruz.
Cinayeti hepimiz görüyoruz ama kör-sağır-dilsiz kesiliyoruz.
Cinayeti hepimiz görüyoruz ama 3 maymunu oynuyoruz!
Katil kim belli, gören kim belli, o halde Allah’tan başka kimden korkuyoruz?
Daha doğrusu korkunun ecele faydası yok.
Yaram Sızlar Ağrır Başım türküsünün dizelerinde ne söylüyor:
“….Ecel gelirse bu cana
Baş ağrısı bir bahane
Mezar taşıma yazılsın
Bugün bana, yarın sana…”
Cinayeti gördüyseniz konuşun, konuşun ki suçlular kuvvet alıp aynı yanlışları tekrar tekrar yapmasın…
Suçlular ödüllendirilmesin.
Bugün çevrenizi, yarın geleceğimizi mahvetmesin.
“Cinayeti gördüm, suçluyu biliyorum” diyen kişi siz olun.
İlahi mahkemenin büyük yargıcı zaten iki cihanda o suçları cezasız bırakmaz.
***
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi, bunu gören davalı avukatının aklına bir şeytanlık geldi.
"Bayanlar baylar... Hepinize bir sürprizim var" diyerek saatine baktı.
"Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek..."
Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü. 1 dakika geçti. Hiç bir şey olmadı. Bunun ardından avukat:
"Bakın" dedi.
"Ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamamıyla inanmış değilsiniz..."
Bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu.
Avukat şok içinde:
"Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz. Hepinizin kapıya baktığını gördüm!"
Hakim:
"Evet doğru. Hepimiz baktık" dedi ve ekledi: "Ama müvekkiliniz bakmamıştı!"
***
Suç belli…
Suçlu belli…
“Cinayeti gördüm” diyorsanız…
Hadi şahitlik yapın!
Cinayeti beraberce çözelim…
Adalet yerini bulsun!
Kalın sağlıcakla...