Erozyon nedir bilir misiniz dostlar?
Türkçe lügattaki karşılığı: Aşınma.
Fransızca kökenli ama dilimize yerleşmiş.
Yani “Yer kabuğunu oluşturan kayaçların ve kayaçlardan oluşan toprakların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri veya bir yerden başka bir yere taşınması olayı” aşınma olarak tarifi yapıldığı gibi diğer bir anlamda da “Değer veya saygınlık kaybetme” olarak da kullanılabiliyor.
Anlayacağınız gibi kayıplık, yitiklik, yerine koyulamamak, değer azalması, gidenin ardından bakakalmak ve en önemlisi derin bir boşluk var, erozyon kelimesinin ardında…
***
Tarım arazilerinin ve ormansızlaştırılan toprakların en önemli düşmanıdır, erozyon. Tanrının lütfuyla oluşan, bize sonsuz ürünler veren toprak denilen nimet; ana kayanın yani kayaç ve taşların, zaman içerisinde mikroorganizmalar, insan ve topoğrafik şartlar yardımıyla evrilerek bizlere hizmet verecek haline gelişinin bir öyküsüdür.
Toprak; ekmek verir, su verir, ot verir, ağaç verir, hayat verir, can verir…
Evimizin tuğlası olur, damımızdaki kiremit, mezardaki örtümüz olur bize toprak…
Her şeyden başka bize vatan olur, ölürüz gerekirse uğruna…
Bir karışı için kafa tutarız cihana…
Böylesi bir varlığı yitirmek, kaybetmekten korkuncu yoktur zannımca. Yıllarca süren zahmetin hikayesinin, göz açıp kapayıncaya kadar kaybolması kadar korkunç bir şey olabilir mi?
***
Araziyi yanlış kullanırsan, yeteneğine uygun işlemezsen, toprakları kaybedersin. Ormana balta ile kafadan dalıp yok edersen ağaç ile beraber çıplak kalan toprakları da kaybedersin.
Maden bulacağım deyip, ormanı katledersek…
Rant uğruna arsaya çevirirsek…
Tarlaları yazlık yeri gibi düşlersek…
Erozyonun pençeleri arasında her gün avuç avuç toprağımızın kaybolmasın seyredersek…
Ha düşmanla savaşıp toprak kaybetmişsin, ha erozyona teslim etmişsin.
Bence her ikisi de aynı kefede!
Ben kafadan atmıyorum, bilim öyle söylüyor.
500 milyon ton civarı yıllık kaybımız…
Her yıl Kıbrıs adasının yüzeyi kadar bir alanın toprağını kaybediyoruz.
Bunu bilseniz yeter olayın vahameti açısından…
***
Unutmayın! Erozyona sebep olan faktörlerin en başında insanın kendi gelmektedir. Bana bu konuda bir isim ver deseniz, şu ismi ihbar ederdim: Adam İnsanoğlu!
Yani sen, ben, o, bu, şu; yani bizler.
Biziz; doğayı katleden, zalimce yok eden, düşünmeksizin kullanan.
Biziz; çocuklarımızın mirasını hoyratça harcayan.
Ve biziz doğadaki erozyon kadar kendi kafamızdaki erozyonun kurbanı olan, düşüncelerimizdeki kayıplardan dolayı hatalı karar veren ve yanlışların sorumlusu olan…
Biziz ırmaktan, nehirden, rüzgardan, yerçekiminden, buzullardan ve erozyona sebep olabilen diğer doğal olaylardan…
Toprak erozyonunun kuşkusuz en büyük destekçisi; kendi kafamızdaki, bilgi, duygu ve düşüncede yaşadığımız aşınma yani erozyondur.
Doğadaki erozyondan daha kötüdür, insanoğlunun kendi elleriyle yaptığı yanlışlıkları tetikleyen beynindeki değer ve akıl-izan kayıpları…
Kaybolan topraktan daha da tehlikelidir kafatasımızın içinde gerçekleşen erozyon, zihnimizdeki değerlerin azalması…
Önce kafalardaki erozyonla mücadele edilmeli, doğadaki ondan kolay bence…
Ne dersiniz?
Yanlış mı söylüyorum?