Fakültede okurken bir hocamız yem bitkileri dersinde şöyle derdi hiç unutmam: “Et meselesi ot meselesidir…”
Yani tükettiğimiz proteinin en büyük kaynağı olan hayvansal gıda ve dolayısıyla büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı ile onlardan edindiğimiz birçok nimetin temel kaynağı ottur.
Evet evet bildiğiniz ot...
Çayırda-merada doğal olarak var olan, kesilen mısır sapında, buğdayın, arpanın, çavdarın, yulafın sapında-samanında yer alan ottur.
Tarlaya atılan tohumdan biçtiğimiz yonca, korunga, üçgül ve diğer yem bitkilerinden elde edilen hem otlanılan ve hem de biçilerek saklanan ottur.
Anladınız mı? Hayvan da bir şey yiyecek ki size ürün versin.
Ot olacak ki hayvanın işkembesi çalışsın, otu geviş getirip et yapsın.
Ot olacak ki etin üzerine et biriktirsin, sütün üzerine süt katsın.
Ot olacak ki vücudunun direnci düşmesin, kendi rezervlerini bitirmesin.
Aç maymun oynamaz!
Otlakiyede, ahırda, kümeste bir şey yiyecek ki size et versin, süt versin, yün versin, yumurta versin.
Versin Allah versin…
Pirzola versin, biftek, sucuk, pastırma, sosis, salam, köfte, göğüs, kanat, jambon, yumurta versin.
Hayvana çıplak gözle bakarak, bilgisayar ortamında sanal çiftlik ile ya da televizyonda belgesellerde izlediğimiz buffalo avlayan aslanlar gibi hayvani gıda ihtiyacımız karşılayamayız.
Hayvana yemini vereceksin ki o da sana bereketini, bolluğunu, nimetlerini layığıyla sunacak.
***
Hayvanın yemi de pahalandı.
İnsanoğlunun gıdası kadar, onlar da bu furyadan etkileniyor.
Tek tek şu yem şu kadar arttı, bu yem bu kadar arttı diyerek istatistiklerle siz boğmak istemiyorum. Kısaca özet veriyorum:
Son bir yılda hayvan yemlerine zamların ortalanması yüzde 200…
İşte bu kadar. Her şeyin özeti burada…
Ondan sonra geçen yıl 60 lira olan eti şimdi niye 125 liraya, kilosu 25 lira olan tavuk göğsünü 50 liraya, litresi 6 lira olan sütü 13,5 liraya alıyoruz diye hayıflanmayalı. (Marketlere göre değişiyor, ortalama aldım)
Zaten girdilerle uğraşan besici ve hayvan yetiştiricileri (mazot, ilaç, aşı, veteriner hizmetleri, sap saman maliyetleri vb girdiler) almış başını gitmiş fiyatlara ne yapsın?
Otlakiyede, merada, çayırda belli bir ölçekte beslenen hayvan illaki bu süreç bitince takviye yem ve ota ihtiyaç duyacak.
Bir ton saman balyasının fiyatı 1500 liraya dayanmışken; kırma yemin fiyatı uçmuşken…
Biz neyi konuşalım, nasıl konuşalım, nasıl çözelim, ne şekilde bu işin içinden çıkalım.
Ota bile para bulamayan Hasan dayı hayvanı kesime yollamasın da ne yapsın?
Bir kilo süt için neredeyse 1,5 kilo ot yedirmek zorunda olan Fatma teyze ineğini kurbanda satmasın da ne etsin?
Diğer girdilerle beraber artan yem fiyatlarına dayanamayan koyuncu İsmail emmi koyunları elden çıkarmayıp da ne etsin?
Tavuklara arpa, mısır, soya yemlerini yetiştiremeyen yılların birikimi caaaanım işletmeler kapılarına kilit vurmasın da ne etsin?
İşte hep söylediğimiz ve bildiğimiz doğru çıkıyor ya ona yanıyorum.
Et meselesi haaaktten de ot meselesiymiş.
Değil mi?
Malesef otu hayvana değil bize yedirmişler. Şimdi olduk ot kafalı emi. Şimdi çözüm ne dersiniz? Peşkeşe , talana , kayırmacılığa ve bendensin işine son derim. Selamlar sunarım.
aynen ot meselesi et meselesi çözüm ne çözüm uretmek lazım benim yaşlı beynim tarım alanlarını çoğaltmak meraları çoğaltmak üretmek daha cok üretmek