Yok yok!
Market reklamı falan yapmıyorum.
Şok deyince anlayacağınız manada ticari market değil.
Şok yaşıyoruz; her gün, her an, her saniye.
Şok haberler hayatımıza girdi, bizi onlar yönetiyor sanki.
Hayatımız anında değişiyor, son dakika haberleri ile yaşamlarımız şekilleniyor.
Bir günümüz geçen günün kopyası gibi değil, habire değişiyor.
Her yeni güne, yeni bir macera ile başlıyoruz.
Genelde de gece yarısı oluyor bu şok işleri, şok haberleri…
***
Eskiden memlekette-dünyada önemli bir şey olsa bile…
Birkaç gün sonra veya haftalar sonra duyardık.
Oysa şimdi öyle mi?
Ne olduysa, birkaç dakika sonra sosyal medyanın dilinde veya görsel medyada anında haber olarak avucumuzda…
Eskiden bir depremi, yangını, afeti, bir olayı veya sansasyonel haberi günler sonra öğrenirdik, bazen de öğrenemezdik.
Ama şimdi öyle mi?
Televizyonlar, internet siteleri vs. anında “tık” iletiyorlar hemencecik…
Dolar, altın, kabine değişiklikleri, zamlar (pardon fiyat düzenlemeleri), görevden almalar, göreve getirmeler, dış ülkelerdeki olaylar, doğal olaylar, son dakika golleri, seri halde açıklamalar dizisi, siyasilerin açıklamaları vs. ardı arkası gelmez bir sıralama ile her gün, her saat, her saniye Türk milletinin gösteriminde…
Türk halkına canlı yayında 7/24 hizmette maşallah…
Adeta kehanetler ve beklentilerle güne başlıyoruz her daim…
Bugün şu olacak, bugün bu olacak, bugün o istifa edecek, bugün şu şampiyon olacak, bugün bunların canı yanacak, bugün şunların işi bitecek!
Toto oynar gibi tahminlerde bile bulunabiliyoruz.
Çalkantılı ve bol şok haberli yaşam tarzı hayatımıza girdi.
Bir haber, dolar yükseldi; haydaaaaa piyasalar allak-bullak…
Bir haber, yakıta zam geldi; haydaaa herkes malına yeniden fiyat biçiyor…
Bir haber, Merkez Bankası ayarlama yaptı; haydaaaa bütün hesaplar alt-üst…
Bir haber, İsrail müdahale etti; haydaaaaaaa Ortadoğu yine karıştı…
Bir haber, Biden açıklama yaptı; haydaaaa dünya karman çorman oldu.
***
İşte modern dünyanın en önemli sorunlarından biri bu…
Dinginlik yok, rahatlık yok, huzur yok, barış yok, mutluluk yok, güven yok…
Varsa yoksa; karışıklık, kavga, hırs, kin, hesaplaşma, hırlaşma, saldırganlık, tehdit, düşmanlık…
Güne güzel bir haberle uyanmaya hasret kaldık.
Gözümüzü her açtığımızda: “Acaba bugün birileri ne haltlar yiyecek?” diye sormadan ve merak etmediğimiz günlere hasret kaldık.
Her gün bir şok, her gün bir şaşkınlık, her gün bir hayretlere sebep olacak olaylar silsilesi toplum olarak üstümüzde kara bulut gibi çöküyor adeta halkın kafasına…
Yorulduk, usandık, bıktık artık bu huzursuzluk ve kaos ikliminden…
İnsanımız mutlu olmak istiyor.
Huzurlu, güven ortamında, sakin ve mutlu yaşamak istiyor.
Birçok tanıdığım insan ve arkadaşım psikolojik olarak sorunlu olduğunu ve destek aldığını söylüyor.
Yani doktor tedavisine ihtiyacı olduğunu, ilaç kullandığını açıkça söylüyor.
Zaten bu kovid dönemi toplum olarak bizde çok derin yaralar açtı.
Hem maddi, ham manevi ve hem de toplumsal ilişkiler açısından bizi çok yıprattı!
Her şok haber, her şok gelişme, her şok olay insanımızı daha da çok geriyor.
Toplumu daha da germeden, bu süreçleri atlatmamız farz oldu.
Çiftçiden memura, işçiden esnafa, öğrenciden ev kadınına, emekliden gencine, ihtiyarından çocuğuna kadar tüm toplumumuzun bu şoklu dönemi ivedilikle atlatması artık kaçınılmazdır.
Artık huzur istiyor halk…
Artık yüzü gülsün istiyor halk…
Artık her gün hayatımıza bir bomba haber düşmesin istiyor halk…
Artık şok haberlerle şaşkın kalmak durumlarıyla yaşamak istemiyor halk…
***
Size şok bir haberim var.
Doların ocak ayında 10 lira olacağı söyleniyor.
Şok şok şok…
Şoksuz günlerde kalın.
Hoşçakalın…
güzel iyi şoklamar