Bizim ülkede tarım ile ilgili bir yüksek öğrenim yapmak istiyorsan gideceğin yer bellidir. Üniversitelere ait ziraat fakülteleri…
4 yıllık okursan lisans seviyesinde mühendis, lisansüstü eğitim yaparsan konunda uzmanlaşarak yüksek mühendis, doktor, doçent veya profesör olabiliyorsun.
Bu işin bizdeki rotası böyle.
Birçok bölüm var: Zootekni, Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Tarla Bitkileri, Tarımsal Yapılar ve Sulama, Toprak Bilimi, Tarımsal Ekonomi ve diğer ismini sayamadıklarım…
Uzayıp gidiyor. Sonuçta mühendis olarak fakülteden mezun oluyorsunuz.
Oluyorsunuz ama ziraat ve tarım meşgalesi o kadar büyük bir alan ki deniz derya mübarek!
Her bölümün çalışma alanı bile çok geniş…
Kaldı ki mezun olduğun bölüm yerine farklı altlıktaki bir işte bile çalışabiliyorsunuz.
DSİ’de çalışan zootekni mezunu da gördüm, Ziraat Bankasında çalışan Bitki Koruma Bölümü mezunu da gördüm. Çay fabrikasında Kültürteknik Bölümü, tohum şirketinde Tarımsal Ekonomi Bölümü mezunu da gördüm…
Haaa kendi bölümü ile direk ilgili çalışan yok mu?
Var var çok var ama meslek bilgilerini çalıştıkça öğreniyorlar.
Okulda verilenler temel bilgi ve pratik işler…
Meslek detayları işe girince devreye bağlanıyor. Yani anlayacağınız tecrübe, bilgi, uzmanlaşma iş yaşamında kendiliğinden oluyor. Kervan yolda düzülüyor!
Öncelikle şunu söylemeliyim ki neredeyse her kasabaya açılması düşünülen ziraat fakültesi, yarar getirmez, Fayda vermez. İki komşu ilde, birer Fakülte var. Ne gerek var?
Sanırım ülkemizde 43 tane üniversiteye ait ziraat fakültesi var.
Bence bu garip ve saçma. Şahsen sorsanız 10 taneden fazlası haram derim!
Hem eğitim kalitesi, hem yetişen öğrencinin geleceği, öğrenimin kalitesi, öğreticinin kariyeri, istihdam, hayaller ve gerçekler açısından haksız da sayılmam değil mi?
Artık bu kaosa bir el atmak farz oldu.
Mesleğimiz için, ülke tarımı için, halkın gıdasına hizmet verenler için gerçekten farz oldu.
***
Dış ülkelerde bu eğitim anlayışı biraz farklı. Üniversitelerde zirai eğitim veren fakülteler var ama bazılarında bu oluşumu pas geçmişler. Fakülte yerine, üniversite bu işi ele alıyor. Yani falanca üniversitesi ziraat fakültesi diye bir kavram yok.
Falanca ziraat üniversitesi var.
Adamlar her konu gibi burada da detaycı ve ciddi…
Üniversite bareminde değerlendiriyor zirai eğitim ve öğretimi…
Fakülte boyutundan üniversite boyutuna geçmiş adamlar...
Alt bölümler ve programlar üniversite çatısı altında şekilleniyor.
Bu da daha fazla bilgi, daha fazla çalışma, daha fazla proje, daha fazla faydayı getiriyor doğal olarak. İyi bir model, güzel oluşum bence. Eğitim, öğretim ve araştırma iç içe buralarda…
Daha etkin ve aktif bir süreç mevcut...
Potansiyel, gelecek, memleketin selameti, açlıkla mücadele, bol verim, toprak, su kaynaklarının etkin kullanımı, gıda güvenliği ve erişilebilirliği, kendi kendimize yeterlilik ve her şeyden önemlisi ülke tarımı, hayvancılığı için artık bu oluşuma geçmemizin zamanı geldi diye düşünüyorum…
Ne dersiniz haksız mıyım?
Niye bunca yıldan sonra bunları yazıyorsun, senin ne işin vardı dsi de hiç eleştirdin mi sevgili yazarım muhendismisin yazar mı ????
Bizde bu meslek kanunu değişmedikçe, güncel piyasa ile bölümler ilişkilendirilmedikçe ne yaparsan faydasız. Hele hele mevcut akademik kadro ile bu işe girerseniz mazaallah eldekinden de oluruz. Ziraat eğitimini rekabetçi hale getirmek lazım bunun için de acilen yökün yönlendirici rolünün sona erdirilip, denetleyici rolune geçrilmesi lazım. Bu konuda sayfalarca yazılabilir ama şimdilik özetin özeti bu.
Haklısınız efendim, hani '' yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder'' misali ziraat fakültelerinde bu kadar alt bölüm varken ve her bölümün bir fakülte olması gerekirken, dört yılda ancak konu başlıkları özet olarak anlatılabilirken, yetersiz mühendis mezun ederek sahada tarımı da, tarım olmaktan çıkarıp, tarım Üniversitesi olan ülkelerin gıda pazarı olmak durumunda kaldık, acilen sorunun çözümü için girişimlerde bulunullanı, merkezi köyler veya pilot köyler de oluşturularak bir ziraat mühendisi ve bir veteriner hekim görevlendirilip, tarımsal faaliyetlerin başlatılması konusunda da adımlar atılması gerekir diye düşünüyorum. ( Kaleme aldığınız yazılarınız için TEŞEKKÜR ederim, iyi ki varsınız)