Cildiniz, yaşam şekliniz hakkında ilk ipucunu veren organdır. Çünkü yaşam tarzınız zaman içinde yüzünüze ve vücudunuza yansır. Dolayısıyla deriniz, hem güneş, rüzgar ve hava kirliliği gibi dış etkenlerden, hem de diğer organlarımız gibi beslenme, spor ve sahip olduğumuz olumlu ya da olumsuz tüm alışkanlıklarımızdan etkilenir.
Ayrıca, cildimiz ruhumuzun aynası olduğu için, mutluluk, huzur, mutsuzluk, kararsızlık gibi karakter özellikleri de bir süre sonra yüzümüze, mimiklerimize yansır.
Dolayısıyla cilt yaşlanmasını dört temel faktör etkiler;
1. Genetik yapı,
2. Dış faktörler (güneş, rüzgar...)
3. Yaş,
4. Yaşam şekli (cildin bakımı, beslenme ve alışkanlıklar)
Cilt tipinizi doğru belirlemek için, bir dermatoloğun dört bölümden oluşan testini sizlerle paylaşmıştım. Öyleyse cilt tiplerinden sırasıyla bahsedelim.
Kuru cilt, yağ ifrazatı az olan, ince yapılı, mat ve solgun görünüme sahip bir cilt tipidir. Gözenekler gözle görülmeyecek kadar küçük ve kapalıdır. Nem oranı çok düşük ve sebum yani cildin doğal yağ salgısı normalin altında olduğu için ciltte kepeklenme, pullanma (özellikle kaş kısmında), hassasiyet, kızarıklık, kaşıntı, kahverengi lekeler, kılcal damar zayıflığından dolayı çatlamalar görülebilmektedir. Bu sebeple epidermis tabakasının (cildin en üst tabakası) en üst katmanı olan Stratum corneum çok incedir.
Eğer kişinin cildi yaşına göre fazla kuru ise ve bu durum doğuştan değilse, acaba kişinin;
* Östrojen hormonu eksik mi?
* Tiroid hormonu az mı çalışıyor?
* Alerjisi var mı?
* Su tüketimi yeterli mi? şeklinde kişi kendini sorgulamalıdır.
Bu cilt tipinin en büyük dezavantajı, özellikle ağız ve göz çevresinde kuruluğa bağlı olarak gelişen erken kırışıklıklardır.
Kuru ciltler sağlıklı ve canlı bir görünüme sahip olmak için;
- Düzenli su tüketilmeli. (2,5-3 lt)
- Alkol ve sigaradan uzak durulmalı.
- Serbest radikallerin olumsuz etkilerinden korunmak için antioksidan bakımından yüksek olan meyve (karpuz, kırmızı elma, portakal, nar, kivi, balkabagı, ananas gibi...vb) ve sebzeler (domates, havuç, kırmızı pancar, kırmızı biber ve yeşil yapraklı sebzeler) tüketilmeli.
- Omega-3 yağ asitleri içeren zengin gıdalarla (büyük balıklar, somon balığı, zeytin, zeytinyağı, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlar, keten tohumu..vb) tercih edilmeli.
- Vitamin C, E ve F, beta karoten ve omega-3; cilt hasarını azaltır. Selenyum, çinko ve bakır; cildi onarır. Koenzim Q10; kırışıklıkları azaltır. Biotin ise; saç ve tırnağı güçlendirir.
- Kuru ciltler köpüren temizleyicilerden kaçınmalıdır. Cildin kollajen üretimini artıran ve cildin su seviyesini yükseltmeye yardımcı laktik asit ve glikolik asit gibi alfa hidroksi asitler (AHA) içeren temizleyiciler kullanılmalıdır.
- Kuru ciltlerin diğer cilt tiplerine oranla daha çok neme ihtiyacı vardır. Bu sebeple günde en az iki kez (ihtiyaca göre) cilt, mevsime ya da iklim koşullarına göre yağ ve su bazlı krem formunda yoğun nemlendiriciler tercih edilmeli.
- Ciltte yoğun su tutma ve nem kapasitesi olan Hyluronik asit (HA), humektan içeren ürünler tercih edilmeli.
- Yine trans epidermal (TSEK) su kaybını azaltan ajanlar içermelidir (oklusifler; en etkilisi katı ve sıvı vazelindir. Diğerleri; parafin, skualen,dimetikon, soya yağı, üzüm çekirdeği yağı ve propilen glikol...vb)
- Cildimizi soğuk ve rüzgar gibi dış etkenlerden korumak için eşarp, şapka ve eldiven gibi muhafaza eden giysilerle korumalıyız.
- Her mevsim mutlaka güneş koruyucu kullanılmalı.
- Bulunduğunuz kapalı ortamlarda nem seviyesini ayarlamak için, buhar aleti, nemli bir havlu ya da su dolu bir kap bulundurulmalı.
- Kozmetik ve dermokozmetik ürünler seçerken cildin Ph seviyesine uygun ve koruma faktörü (SPF) içeren ürünler tercih edilmeli.
- Günlük ve aylık (kabin bakımı) bakım rutini oluşturulmalı.
Devamı haftaya...
NOT:
Basında çıkan, ilk öğrenciliğim dediğim, ilk yazım Ocak/2014 tarihinde Sn. Resul Akçay'ın desteğiyle "Atasam Haber Dergisin'de" yayınlanan, "Kuru Cilt Çabuk Küser" konulu yazımdı. Aynı konuyu tekrar yazarken hatırladığım ilk deneyimim sırasında duyduğum mutluluk ve heyecan hiç eksilmedi. Sekiz yıl önce bana bu fırsatı tanıyan ve destek olan çok değerli ağabeyim Sn. Resul Akçay'a teşekkür ederim.