MENOPOZ DÖNEMİNDE CİLDİNİZİ İHMAL ETMEYİN!
Her kadının er ya da geç yaşayacağı menopoz dönemi ciltte birçok değişime sebep olmaktadır. Ancak birtakım küçük ama etkili önlemlerle sağlıklı bir cilde sahip olmak mümkün.
Cildimiz başta östrojen olmak üzere birçok hormon için hedef alınmış bir organdır. Östrojen (kadınlık hormonu) ve progesteron hormonu (vücudu hamilelik dönemine hazırlayan hormondur); cildimizin kalınlığından ve nem dengesinden ve kolajenin salgılanmasından sorumlu olan hormonlardır. Cildimizin yaşlanmasında bu hormonların rolü büyüktür.
Menopozla birlikte azalan bu hormonlar, derinin kurumasına, elastikiyetinin azalmasına ve incelmesine neden olur. Ayrıca ciltteki nem değişikliği, saçlardaki beyazlama, tırnaklardaki kırılma ve damar duvarındaki incelmeler menopoz döneminde görülürken, yine bazı kadınlarda sivilceler, tüylenmede artış ve saçın ön kısımlarında dökülmeler de yine bu dönemde ortaya çıkmaktadır.
Menopoz döneminde cilt bakımında bazı hususlara dikkat etmek gerekir;
1- Bu dönemle birlikte cilt kuruyacağından, cildi kurutmayan yumuşak temizleyiciler ve cilt tipine uygun nemlendiriciler kullanılmalıdır.
2- Sıcak suyla banyo yapılmamasına özen gösterilmeli, banyoların kısa ve ılık suyla yapılmasına dikkat edilmelidir. Banyo suyuna katılan yağlar ve duş sonrası vücuda uygulanan banyo yağları vücudun nem ihtiyacını gerektiği kadar karşılayacaktır.
3- Güneş koruyucu kremler ihmal edilmemeli, cilt yapısına ve cilt tipine uygun olan koruyucular dışarı çıkmadan 20 dakika önce uygulanmalı ve 2 saatte bir tazelenmelidir. Yüzme ve terleme gibi etkisini kaybetmiş durumlarda tekrar sürülmelidir. Çünkü güneş koruyucu kremler; ciltteki renk değişikliklerini önlerken cilt yaşlanmasının önüne geçmektedir. Ayrıca güneş koruyucuların serbest radikallerle savaşırken bu özelliğine ek olarak E vitamini ve beta karoten gibi antioksidanlar da eklenmekte ve bu durum etkinliğini daha da artırmaktadır.
4- Menopoz döneminde cilde uygulanan bitkisel içerikli östrojen içeren kremler; derinin elastikiyetinde, kalınlığında ve nemlendirilmesinde etkisi kanıtlanmıştır. Hatta okuduğum bilimsel bir makalede; "hormon tedavisi alamayan kadınlara östrojen içeren kremler önerilmektedir" açıklaması yapılmıştı.
5- Kozmetik sektöründe, bitkisel içerikli östrojen kremler içerisinde en sık soya isoflavonoidleri ve resveratrol bulunmaktadır. Bu maddeler deri yaşlanması belirtilerini azaltırlar. Yan etkileri ise diğer haricen kullanılan östrojenlere göre daha azdır.
6- Soyalı ürünler (içerisinde bulunan isoflavin maddesinden dolayı) menopoza bağlı şikayetlerin gerilemesinde son derece yardımcıdırlar. Ayrıca; A vitamini, C vitamini, E vitamini, peptidler ve topikal östrojen içeren kozmetik ürünler, bu dönemde kadınlara önerilen ürünler arasındadır.
7- A vitamini; derinin kolajen salgılamasına, kalınlaşmasına ve cilt lekelerinin açılmasına yardımcı olur.
8- C ve E vitaminleri dışarıdan cildimize zarar veren serbest radikallere karşı etkili antioksidanlardır.
9- Peptid ve kinetin içeren ürünlerinde bu dönemde tek olarak ya da birlikte kombine kullanılması önerilmektedir.
10- Peptid içerikli ürünler çizgilerin (özellikle kas kökenli çizgilerin) azalmasında etkilidirler.
11- Kinetin içeren ürünler ise ciltteki kolajen salgısının artmasına ve cilt lekelerinin açılmasına yardımcı olur.
Menopoz döneminde cilt gençleştirmek amacıyla sadece beslenme tarzı kozmetik ürün kullanımı ya da güneşten kaçınma yeterli olmayabilir. Böyle durumlarda botox, dolgu maddesi enjeksiyonları, peeling ve lazer uygulamaları daha etkili yöntemlerdir.
Menopoz döneminde doğru beslenerek yaşlanmayı nasıl yavaşlatabiliriz? Sırasıyla bunları da paylaşalım;
A) Cilt sağlığı açısından antioksidan olmazsa olmazlarımızdandır. A, C ve E vitaminlerinin cilt açısından çok önemli fonksiyonları vardır.
B) Menopoz semptomlarını gidermeye yardımcı çuha çiçeği yağı (evening pimrose oil) ve omega-3 içeren takviye tabletlerinin tüketimi; menopoz sorunlarını hafifletirken, cilt sağlığına da olumlu etki sağlar.
C) Çuha çiçeği yağı; cildi düzgünleştirir, saçları ve tırnakları güçlendirir.
D) Omega-3 ise cildi gerginleştirir ve ışıltısını artırır.
E) Bu dönemde her kadın bol bol su içmeyi ihmal etmemelidir .
F) Cilt sağlığı açısından sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Çünkü sigara kandaki C vitamini ve östrojen hormonunun seviyelerini azaltır. Cilt kuruluğunun ve kırışıklıkların artmasına neden olur.
G) Tuz tüketiminin azaltılıp, su tüketiminin artması da derinin nem dengesi açısından çok önemlidir.
Her yazımda olduğu gibi bu yazımda da konuyu aynı cümleyle sonlandırmak istiyorum: “Lütfen unutmayalım! Cilt ağızdan beslenir, dışarıdan desteklenir.”
Sizin için en doğru seçim, bir dermatoloğun bilgi ve deneyimlerinden yararlanmaktır.
Not:
Teşekkür: Gazete Gerçek'te, yazı yazmam konusunda bana destek olan çok değerli köşe yazarı ve sevgili arkadaşım; Sn Batuhan ÇAĞLAR'A teşekkürlerimi sunarım.