Zeugma, Milattan Önce 300 yılında Büyük İskender'in dünyaya hükmetmek ve Helenizm kültürünü yaymak için yaptığı girişimleri sonucu ele geçirdiği ve burda ilk anlamında generallerinden olan I. Seleukos ve eşi Apama tarafından kurulan askeri ve ticari antik şehirdir. Burasının önemli stratejik geçiş güzergâhı üzerinde yer alması tercih ediliş nedeninin başında gelir. Yaklaşık olarak 20 bin dönümlük bir arazide Anadolu ve Mezopotamya’nın en önemli su kaynağını oluşturan ve kurak topraklara hayat veren Fırat Nehri'nin karşılıklı iki yakasında iki ayrı yerleşim merkezi olarak kurulmuştur. Ayrıca Orta Asya Avrupa’yı bir birine bağlayan dünyaca ünlü İpek Yolu üzerinde kurulmuş olması tesadüfi değildir. Hem yüzölçümü hem de barındırdığı nüfus bakımından Kommagene Krallığı'nın en büyük 4 şehrinden birisi olmuştur. Daha sonraki süreç içinde Büyük İskender’in ölümü ile dağılmaya başlayan krallıkta baş gösteren yönetim zafiyetleri neticesi bölge Milattan Sonra 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun topraklarına girmiştir. Bu güne kadar "köprü" veya "geçit" olan şehrin ismi artık "Zeugma" olarak değiştirilmiştir. Günümüzde tüm dünyaca bu isimle bilinmekte ve bu isimle zikredilmektedir. Milattan Sonra 252 yılında Sasaniler tarafından I. Şapur döneminde kısa bir süreliğine Roma imparatorluğunun elinden alınmıştır. Kısasa süren Sasani hâkimiyeti sonrası tekrardan Roma imparatorluğunun eline gecen Zeugma kentine 601 yılında İslam orduları akın yapmaya başlamıştır. Bu akınlar neticesinde geri Roma (Bizans) geri geçilmek zorunda kalmıştır. Bu süreci takip eden yıllarda Zeugma kentinde İslami yerleşim yerleri kurulmaya başlanmıştır.
Zeugma veya diğer bir tabirle Zeugma antik kenti Gaziantep ilinin Nizip ilçesine 10 km uzaklıkta bulunan Belkıs Mahallesi'nde bulunmaktadır. Şehirde, günümüze kadar korunmuş bazı yapılar mevcuttur. Bu yapılar Helenistik dönemden kalma bir Agora (Yunan klasik çağında, bir sitenin (şehir devleti) yönetim, siyasa ve ticaret işlerini görüşmek üzere yurttaşların toplandığı kent alanı) Roma Agorası, iki farklı kutsal alan, stadyum, tiyatro, iki tane hamam, Roma lejyonu (lejyon askeri birlik, burada kastedilen askeri birliğin kaldığı alan) Roma lejyonunun idari yapıları ve nekropol (mezar alanı) bulunmaktadır.
Zeugma'da çok geç bir tarih olan 1987 yılında arkeologların ilgisini çekmiştir. Bu tarihte başlayan bilimsel kazılar, günümüzde Ankara Üniversitesi tarafından devam ettirilmektedir. Yapılan bilimsel kazılardan çıkartılan mozaikler, yaklaşık olarak 2500 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır ve bu mozaikler, bir süre Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde sergilendikten sonra bu mozaiklere özel olarak oluşturulan Zeugma Mozaik Müzesine 2011 yılında taşınarak sergilenmeye devam etmiştir.
Zeugma sadece bununla kalan bir kent olmamıştır. Antik Roma, Antik Yunan ve Sami kültürlerinin bir arada bulunmasından doğan önemli bir kültür merkezi olmuştur. Ek olarak Zeugma'nın bir parçası olan ve Fırat Nehri'nin batı yakasında bulunan "Selevkaya Euphrates" şehri ise milattan sonra 72 yılından itibaren Roma İmparatorluğu'nun doğusunda bulunan en büyük şehri olmuştur. Bu şehrin bu kadar öneme sahip olmasında başta belirttiğimiz gibi İpek Yolu üzerinde bulunması çok önemlidir. Ayrıca Doğu-Batı ve Kuzey-Güney arasında bir kesişme noktasını oluşturur. Ticaretin yanında Büyük İskender krallığından beri bulunduğu bölgeye hâkimiyet sağlama açısından askeri bir merkez konumu da bu kentin önemini kat ve kat arttırmaktadır. Tarıma ve hayvancılığa dayalı bir hayat içinde bu çorak topraklara hayat veren Fırat gibi önemli bir su kaynağını da bulunduğu bölgede hâkimiyet altında tutması Zeugma kentinin öneminin başka bir değerlendirmesi olduğu aşikardır. Burada kurulan ilk yerleşim merkezi içinde Fırat nehrinin iki yakasına iki ayrı merkez kurulmuş ve bu merkezler de köprü ile birbirine bağlanmıştır. Buradaki amaç nehrin iki yakasını kontrol altında tutup güvenli bir şekilde iki yakaya geçişleri sağlamaktı. Fakat günümüze nehrin doğu tarafında kurulmuş olan kent bu gün baraj gölünün altında kalmıştır. Ayrıca bu kentte arkeologlar yaptıkları kazılar neticesinde mühür yerine kullanılan ve ismine “Bulla” dedikleri baskı kalıplardan bulmuşlardır Bu baskılar Zeugma'da yaklaşık olarak 100.000 adet bulunmuştur. Arkeologlar bu sayının müzelerin kayıtlarında bulunan en fazla bulla olduğunu söylemiştir. Bu sayede Zeugma, sahip olduğu bullalar sayesinde bir dünya rekoruna sahip olmuştur. Yapılan çalışmalar büyük bir titizlikle sürmekte ve ülkemiz ve dünya tarihine daha ne gibi yenilikler katacağı merakla beklenmektedir.