Her şey Amerika kıtasının 15. ve 16. yüzyıllarda gerçekleşen coğrafi keşifler sonrasında başlamıştır. Yeni kıtada bütün değerli madenlerle birlikte gıda olarak Avrupa’ya yeni ürünler gelmiştir. Tütün bitkisi de bu yeni ürünlerden biridir. Tütünün tam olarak nasıl bulunduğu, ne amaçla kullanıldığı hakkında ilk zamanlarda pek malumat yoktur. Fakat çok iyi biliyoruz ki tütünün anavatanı Amerika kıtasıdır ve yerli halk bu bitkiyi o ya da bu şekilde kullanıyorlardı. Dünyaya yayılan birçok yeni ürün gibi tütünde globalleşen dünyada yayılmaya başlamıştır. Avrupa kıtasına gelen tütün Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının ortasında geniş bir coğrafyaya hükmeden Osmanlıya da ulaşmış ve Osmanlı topraklarında da ekimine başlanmıştır. Hem Osmanlı vatandaşları hem de diğer ülkelerde rağbet görmesi kullanıcıların giderek artması sonucunda hem üretimi hem de fiyatları arttırmış, ekonomik gelir olarak görülmüştür. Devlet eliyle yapılan bu üretimler ihraç edilerek yüksek gelirler elde edilmekte idi. Fakat Osmanlının güç kaybetmesi dünyada dengelerin bozulması sonrasında Osmanlı lehine olan bu durum 19. yüzyılda aleyhine dönecektir.
Aslında biz bu çalışmamızda Osmanlı idaresindeki Samsun ve havalisinde tütün üretimi ve 1881 Duyun-ı Umumiye ile birlikte reji idaresinin tütün üretimi üzerindeki etkinliğinden söz etmeye çalışacağız. Sağlık açısından ve devletlerarası ilişkilerin basındaki olayları incelediğimizi belirtmek isteriz.
Tütünün Tarihçesi
Hem cebe hem de sağlığa zarar veren tütünün anavatanı Amerika kıtasıdır. Bu bitki M.Ö 6000 yılında Amerika kıtasında başladığı düşünülmektedir. Bu tarihten 4500 yıl sonra Orta Amerika da yaşayan mayaların tütün kullanıldığı bilinmektir. Bu yerliler kuru tütün yapraklarını ufalayarak ve sararak ilkel pipolarda kullanmakta idiler. Bazıları tütünden yapılmış sakız çiğnedikleri ve tütün tozlarını derilerine sürerek veya lavman gibi kullandıkları anlaşılmaktadır.
Tütünün Avrupa’ya geliş hikâyesi çok ilginçtir. Bu konu hakkında türlü rivayetler söz konusudur. Fakat rahatlıkla söylenebilir ki kıta Cristof Colomb tarafından keşfedilmiş ve nihayetinde buranın yeri bir kıta olduğunu dünyaya duyuran Amerigo Vespucci ve bundan sonraki süreçte kıtanın Avrupalılar tarafından sömürge haline getirilmesi neticesinde kıtada yetişen diğer ürünler gibi tütün de kıta Avrupa'sına oradan da dünyaya yayılmıştır. Avrupalılar tütünü bu vesile ile 1492 de Küba’ya ayak basan Christopher Colombus sayesinde öğrenmiştir. Bu kişinin amacı bölgede değerli bir şeyler bulmaktı. Fakat yerlilerin dini törenler ve şölenlerde keyifle tütün içtiklerini görmüş bunu da Avrupa’ya tanıtmıştır. Bir rivayete göre sigaranın ilk zararını Colombus ile birlikte Avrupa’ya dönen denizci Rodrigo De Jerez çekmiştir. Avrupa’da tütün içerken ağzından ve burnundan duman geldiğini görünce içinde şeytan var diyerek kiliseye şikâyet edilmiştir. İlk zamanlar ticari amaçlı değil, yerli halk tarafından kullanılmakta idi. Fakat kıta keşfedilince tütün ticari amaçlar için ekilmeye başlanıyor. 1619 yılında ise 9 tonluk ilk tütün ihracatı Londra’ya yapılmıştır. Bu sayede tütün Avrupa’da yayılmaya başlayacaktır.
Tütünün Osmanlı’ya Gelişi ve Samsun Civarında Tütün
Bir rivayete göre tütün Osmanlı ülkesine rutubetten ileri gelen hastalıklara iyi geldiği için Osmanlı topraklarına girmiş, diğer bir rivayete göre de bir tür keyif verici madde olarak girmiştir. Her iki ihtimalle de dünya gücü konumundaki Osmanlı topraklarına tütün girmiş ve hızla yayılmaya başlamıştır. 1605 yılında Mısır’dan Suriye’ye sıçrayan Nargile kültürü ile İstanbul kahvehanelerinde artık çayın ve kahvenin yanında tüketilen bir madde olmuştur. Padişahlardan I. Ahmet, IV. Murat, IV. Mehmet gibi padişahlar kısıtlamalar getirmiştir. Özellikle İstanbul’da ashap evlerin çokluğu ve tütün yüzünden yangınların başlaması böyle bir tutumu zorunlu kılmıştır. Görüldüğü üzere birçok Osmanlı Padişahının da yasakladığı madde olmasına rağmen hızla yayılmaya Anadolu’nun her köşesinde üretilmeye başlanan bir madde olmuştur.
Giderek bozulan Osmanlı merkezi sisteminde artık vilayetler kontrol dışında çıkmıştır. Bununla birlikte tütünde kontrol dışına çıkacaktır. Önceleri devlet izni ve denetiminde ekilen tütün artık isteyen herkes tarafından ekilmeye başlanacaktır. Tütün bitkisinin tam manasıyla Osmanlı piyasasına hâkim olması 19. ve 20. yüzyılı kapsar. İlk başlarda karlı olsa da sonraları bozulan ekonomi ve dışa bağımlı olunması tütün sektörünü de vuracaktır. Samsun vilayetinde tütünün gelişmesinin sebebi olarak Batı Trakya ve diğer yerlerde özellikle Selanik’te ekilen tütünün Samsun’a çok büyük maliyetlerde gelmesiyle tütün ekiminin Samsun’da da ekimini zorunlu kılmıştır. Bu amaçla da devlet izni ile ekim yapılacak arazi tespit çalışmaları 1788’de başlamıştır. Ekimine başlanan tütün hızla gelişmiş ve 1835 yılında İstanbul pazarının yanı sıra İngiliz ve Avusturyalı tüccarlar aracılığı ile yabancı pazarlara da aktarılmıştır.
Devam edecek.