Kökleri çok eski zamanlara dayanan kültürümüzde önemli bir yere sahip olan Ramazan ayı ve bayramı büyük bir heyecan ve coşkuyla beklenir ve karşılanır. Bu karşılama daha Recep ve Şaban aylarından başlar hazırlıklar yapılır ve Ramazana kavuşmak için dua edilir. Kültürlerin oluşumunda önemli bir etken olan din Müslümanların da diğer aylardan ayrı bir yere koyduğu Ramazan ayı önem arz eder.
Ramazan ayı gelmeden bir hafta önceden normalin dışında evlerde temizlikler başlar ve ramazan ayında verilecek iftarlar planlanır, evde eksikler tespit edilerek özel olarak ramazan alışverişi yapılır. Bu alışveriş diğer alışverişlerden farklı olarak yapılır. Ramazan ayına özel başka bir takım hazırlıklar vardır. Bunların büyük bir özenle temizlenen camilerde minareler arasına eskiden kandillerden günümüzde de elektrikli ışıklarla “Hoş Geldin Ramazan”, “Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı” gibi Ramazanı müjdeleyen mahyaların asılması, gerek insanların bir birlerine bu ayın hikmetini tembihlerken devletinde yayınladığı “tembihname” isimli yazılar yayınlanır bunlar da halka ilan edilerek daha rahat ve huzurlu bir Ramazan geçirilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu tembihnamelerde evlerin, şahsi kılık kıyafetlerin, iş yerlerinin temizlenmesi ve toplumda nezaket kurallarına uyması hususunda bilgilendirmeler yer almaktadır.
Bu hazırlıkların yanında evlerin kiler kısımlarında gerek önceden yapılmış gerekse ramazan ayına özel oluşturulmuş birçok gıda depolanır. Bu depolama veya bu aya hususi yapılan alışverişlerin en önemli maksadı rahat bir ramazan geçirmenin yanında iftarda ağırlanacak garip gureba da düşünüldüğündendir. İftarlar da hali vakti yerinde olan kişiler ihtiyaç sahiplerini sofralarına davet ederek iftar verirler ve sahuru da rahat geçirmeleri için “diş kirası” dedikleri misafirin hane halkına sevap kazandırmak için oturup yedikleri iftar yemeğinde diş hakkı olarak nitelendirilen gelen misafire hediye verilir. Bu hediye gıda olabildiği gibi gelen kişinin ihtiyacına göre değişiklik de göstermektedir. Bu isimle gelişen kültürün inceliğinde gelen misafirin rencide edilmeden, küçümsenmeden ihtiyaçlarının giderilmesi gayreti yatmaktadır. Ayrıca Türk-İslam devletlerinde ortaya çıkan vakıf sisteminde hayır için bir biri ile yarışan vakıflar hayır sever insanların da desteği ile toplumda ihtiyaç sahipleri tespit edilerek ihtiyaçları giderildiği gibi kişiler de bireysel olarak hazırladıkları yardım erzakları ile ihtiyaç sahiplerini tespit edilerek bu ihtiyaçlar giderilmeye çalışılmaktadır. Bu ay içerinde diğer aylardan daha farklı olarak bu hususlara ehemmiyet gösterilirken zekat ve fıtır sadakalarının da ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması hususunda büyük bir gayret sarf edilmektedir. Ramazan ayında yardımlaşma ve dayanışmanın yanında fırınlarda pişen Ramazan ayına özel olan pidelerin kokusu eşliğinde yapılan iftarların ardında düzenlenen orta oyunları, Hacivat-Karagöz gölge oyunları halkın birlik ve beraberlik içerisinde eğlenmelerinin bir kültürel yansıması olmuştur. Bütün bu değerler bizim dini vecibemiz sayesinde ortaya çıkmış olsa da zaman içerisinde geçmişten gelen milli değerlerden de etkilenerek bize özgü bir değer ortaya çıkmıştır. Bu değerin korunması ve devamlılığı için her bir bireye düşen sorumluluk bu değerleri anlatarak ve yaşayarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu bağın sağlam kurulması uğruna yaşanan ve mücadele verilen değerler korunmalıdır. Bu feyizli ayın bereketi, mağfireti tüm İslam milletlerinin üzerine olsun. Vesselam…