Tarihte bazı olaylar vardır böyle küçük görünür fakat arka perdede önemli olaylara kapı aralarlar. İşte bu yazımızda yazacağımız Vaspurakan Kalesi ve Krallığı da böyle perde arkasında kalmış önemli olaylara kapı aralayan bir yerdir. İsmini son zamanlarda çoğalan tarih dizilerinden biri olan Büyük Selçuklu Alparslan dizisinde eminim bir çoğumuz ilk defa duymuşuzdur.
Vaspurakan Ermenice "soylu topraklar" veya "prensler ülkesi" anlamına gelen bir sözcüktür. Türkler Anadolu'yu fethetmeden önce kurulan Ermenistan krallığının ilk ve en büyük eyaletiydi. Daha sonra Ortaçağda Van Gölü merkezli prenslik kurmayı başaran Artsruni Hanedanı tarafından yönetilmiştir. Vaspurakan krallığının hakim olduğu topraklar günümüzde Türkiye'nin doğusu ile kuzeybatı İran arasında yer alan tarihsel bölgedir. Vaspurakan önceleri Karsta bulunan Anı merkezli Ermeni Bagratuni Krallığına bağlı durumda idi. Bu bağlılığa son veren ve Vaspurakan'ı krallık statüsüne çıkaran gelişme 908 yılında Abbasi halifesi tarafından I. Gagik'in Ermenistan Kralı olarak tanınması ile olmuştur. Fakat kısa süre sonra I. Gagik bu ittifaktan pişman olarak bu düşüncesinden vazgeçmiştir. Ermeni Bagratuni hanedanlığı kralı II. Aşot ile ittifak kurarak Arapları bu bölgede yenilgiye uğratmıştır. II. Aşot tarafından da Vaspurakan kralı olarak tanınmıştır.
Asıl gelişmeler ve Vaspurakan'ı tarih sahnesine çıkaran olay 1016 yılında beş bin alp ile Anadolu'ya Tuğrul Bey kardeşi Çağrı Bey önderliğinde yapılan keşif seferi olmuştur. Bu sefer esnasında Türklerin keşif kolu olan bu birlik ile karşılaşan Ermeni birlikleri ağır bir yenilgi almışlardır. Bu yenilgi Bizans imparatorluğunu tedirgin edecektir. Çünkü doğu sınırının güvenliği adına Ermeniler Türkler ile aralarında bir tampon bölge oluşturmakta idiler. Bu güvenlik zafiyeti Bizans İmparatorluğunu tedbir almak mecburiyetinde bırakacaktır. Türk keşif seferlerinin 1021 de son bulmasının ardında son bulmasının ardından Vaspurakan krallığının başında bulunan Senekerim Artsruni Vaspurakan bölgesini Bizans İmparatorluğuna bırakarak daha iç bölgede olan Kuzey Kapadokya bölgesine taşınmıştır. Bu tarihten sonra Selçuklu Türkleri Bizans Valileri veya Tekfurları ile mücadele etmiştir. Bu mücadele 1054-1056 tarihlerinde Vaspurakan Kalesinin yani Vaspurakania diye tabir edilen Bizans'a bağlı eyalet fethedilmiştir.
Vaspurakan Krallığın belli bir merkezi yoktu. Kral nerede ikamet ediyor ise orayı merkez olarak kullanmışlardır. Bu sebeple Vaspurakan krallığın adı olarak nitelendirmek en doğrusu olacaktır. Genel tabir olarak nitelendirilen Vaspurakan kalesi ise toprakların Bizans imparatorluğuna devredilmesinden sonra oluşturulmuş olan Vaspurakania tekfurluğunun merkezi olduğu ve Tuğrul Bey önderliğindeki Büyük Selçuklular tarafından fethedilmiş kaledir. Vaspurakan'ı Türklerin 1071 Malazgirt öncesi Anadolu'yu tanıma ve yurt tutmak için aralanan kapılardan biri olarak görmek ve ele almak bu önemli fethin yapılış amacını bizlerin anlamasını kolaylaştırır. Anadolu'nun fethini için 1016 keşif seferlerinden beri mücadele eden Selçuklu Türkleri bu kalenin alınması ile Anadolu'nun kapısını aralamış oldu. Bu fetih ile 1071 Malazgirt öncesi Anadolu'yu daha yakından tanıma anlamında büyük avantaj elde etmiştir.
Vaspurakan 13. yy da ortaya çıkan Anadolu'daki karışıklıklardan dolayı kısa bir süre Gürcistan krallığının eline geçse de sonrasında Moğolların hakimiyetine girmiştir. Anadolu'da yeniden birlik ve beraberliği tesis eden Osmanlı Devleti bölgeyi bizlere Selçuklulardan ata yadigarı topraklar olarak emanet bırakmıştır.