Dünyayı etkileyen ve var olan düzeni değiştirip yeni bir düzen kuran korona virüs hastalığının çıkış yeri olan Wuhan şehrinin geçmişine bakmamız elzemdir.
Özellikle korona virüsün bir yapay virüs olduğu kanaatine sahip benim gibi kişilerin tezini doğrular nitelikte olacağına eminim.
Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Çin’in Wuhan şehrinin tarihteki yerine ve 1938 tarihinde yaşanan Wuhan savaşından bahsetmeliyiz.
Wuhan Çin’in en büyük metropolitlerinden olmasının yanı sıra 2020 itibari ile de dünyanın nüfus bakımından kırk ikinci en büyük metropoli olarak nitelendirilmektedir.
Tarih boyunca yapılan sömürgecilik yarışlarında uzak doğu diye tabir edilen Çin gibi Asya ülkeleri her zaman yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından cazibe merkezi haline gelmiştir.
Bu mücadeleler içerisinde Çin’in Wuhan bu günlerde ekonomik, siyasi, finans, bilim, teknoloji, ulaşım, iletişim, eğitim ve ticaret şehri olduğu gibi geçmişte de bu özelliklere sahip bir şehir olmasından devletlerin sömürmek için birbiri ile yarıştıkları bir bölge olmuştur.
Çin’den gelen ipek yolunun Müslümanların elinde olması Avrupalıları yeni yollar aramaya itmesiyle başlayan coğrafi keşifler sonucu ilk keşif ve sömürücü devletlerden olan İspanya, Portekiz ve Hollandalıların bu bölgelere kadar ulaştığını biliyoruz.
Daha sonra bu coğrafyada sanayi devrimini gerçekleştiren İngilizleri ve ardından gelen Fransızları daha aktif bir şekilde görmekteyiz.
1870 yıllarında iki yeni devlet olarak siyasi birliğini tamamlamış ve sömürü yarışında yer alan Almanya ve İtalya’nın da faaliyetleri olmuştur.
Özellikle Almanların İngilizlerin elinde bulunan Asya sömürülerine göz dikmesi bu bölgenin ekonomik olarak çok önemli olduğunun göstergesidir.
I. Dünya savaşından Almanların yenik çıkması ve özellikle itilaf bloğunda yer alan ve savaşta kısa bir süre kalan Japonlar Çin topraklarından sömürüler elde ederek savaştan çekilmişlerdir.
İki dünya savaşı arasında aktif rol oynayan İngilizler Almanların 1933’den sonra Avrupa’daki siyasi faaliyetleri yüzünden biraz sömürülerinden uzaklaşmak durumunda bırakmıştır.
Bunu fırsat bilen Japonlar çıkarları doğrultusunda Asya topraklarında bir yer sömürülecek ise orayı benim sömürmem gerekir düşüncesi ile hareket ederek Çin’in hem stratejik ve ekonomik öneminden dolayı Wuhan şehrini ele geçirmek için 1938 yılında Çin’e saldırmıştır.
Aslında Japonların asıl amacı Çin’in merkezine kadar ulaşmak idi fakat bunda başarılı olamadılar.
Tarihe Wuhan savaşı olarak gecen bu savaşta Japonlar Wuhan şehrini ele geçirmiş olsalar da 1944 yılına kadar süren çatışmalar da yüz kırk bin civarında kayıp vermişlerdir.
II. Dünya savaşı içerisinde cereyan eden bu savaşın üstünlüğü Japonların ABD’den iki adet atom bombası yiyene kadar devam etmiştir.
Bakıldığında görülmesi gereken büyük tabloda Wuhan geçmişten günümüze önemli ekonomik savaşların verildiği bir büyük bir şehirdir.
Gerek kaynakları gerekse bulunduğu stratejik konum açısından değer kaybetmeden yıllar geçtikçe daha da artan önemi ile günümüze varmıştır.
II. Dünya savaşı sonrası değişen savaş stratejileri ve sömürü kurallarının değişik versiyonları bu gün Wuhan üzerinde uygulanmaktadır.
Dünya pazarında söz hakkı edinen Çin’e karşı bölgede çıkarlarını devam ettirmek isteyen diğer devletlerin bir mücadele merkezi olmuştur.
Wuhan’da başlayarak dünyayı etkisi altına alan korona virüsün bu kadar devletlerin uğruna savaş verdikleri bir şehirde çıkmış olması bana çok manidar geliyor, ya size…