Karadeniz'de artık dört mevsimin görülmediğini söyleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, “Küresel iklim değişikliği artık kabullenmek zorunda olduğumuz bir gerçek, bu nedenle hem dünya olarak, hem de ülke olarak strateji geliştirip küresel ısınmanın getireceği etkileri azaltacak önlemleri almamız gerekir. Karadeniz'de dört mevsimi yaşanırken, son yıllarda artık uzun bir yaz ve uzun bir kış gibi bir döngüye girmeye başladık. Bahar aylarını net bir şekilde göremiyoruz” dedi.
DENİZ SUYU ETKİLİYOR
İklim değişikliğinin sadece atmosferi değil, deniz suyunu da etkilediğine dikkat çeken Erüz, “Denizin tuttuğu enerji miktarı artmaya başladı. Bu da daha sıcak deniz anlamına geliyor. Denizin sıcaklığı günden güne değişmez, yıl bazlı değişim gösterir. Kışın soğuma, yazın ısınma gösterir. Bu denge bozulmaya başladığında meteorolojik olarak beklemediğimiz olaylarla karşılaşıyoruz. Eylül ayının ortasındayız, Trabzon kıyılarındaki deniz suyu sıcaklığı 22 derece. Beklenenin çok daha üzerinde bir ısı söz konusu. Bir ay sonra en fazla 15 dereceye iner. Normalde ekim ve kasım aylarında 10 derecelere kadar düşerdi ve 12 dereceye düşmeye başladığında hamsi ve diğer balıkların avlanma sezonuna girilirdi” diye konuştu.
KARADENİZ’DE BALIK BİTER Mİ?
Küresel ısınmanın denizlerdeki etkisinin takip altında olması gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Eruz, “Bizim yapmamız gereken; öncelikle denizdeki stokları tespit etmek olmalıdır. Hangi bölgede, hangi miktarda, hangi türde ne kadar balık stokumuz var? Bu stokun ne kadarı av verebilecek? Avlanma sınırlarını belirleyip, kota koymazsak, iklim değişimini de baz aldığımızda maalesef görünen o ki; ‘Biz bir gün balık olsa da avlasak' noktasına geleceğiz. Bu kaçınılmaz bir durum” ifadelerini kullandı.
ALTIN YUMURTLAYAN KARADENİZ'İ YOK EDECEĞİZ
Üniversitelerin araştırma projelerinin bütçe yetersizliği gerekçesiyle desteklenmediğini söyleyen Doç. Dr. Erüz, “Araştırma çok maliyetli bir iş. Bir geminin bir haftalık seferi milyonluk bir bütçe doğuruyor. Maalesef üniversiteler ve araştırma birimleri bu araştırmaları maliyet nedeniyle sınırlandırmak zorunda kalıyor, yapamıyor. Proje başvurusu yapıyor, bütçe yetersizliğinden projeler desteklenmiyor. Araştırma yapılıyor ama yetersiz. Karadeniz'deki balık çeşitliliğini, besin zincirini sürekli izleyemiyoruz. Aylık olarak izleme yapmak gerekiyor. Yorum yapabilmek için de her zaman yeterli veriye sahip olamıyoruz. Hopa'daki, Trabzon'daki kıyıdan 50 mile kadar olan alanda durum nedir? Bilmiyoruz. Ticari ya da politik beklentilerle hareket edersek maalesef elimizdeki altın yumurtlayan Karadeniz'i yok edeceğiz” dedi.
sözcü