Akrep deyince neden hafiften bir ürperir insan?
O sadece zehirli bir böcek midir yoksa yüksekte uçan bir kartal mıdır?
Sahi akrep hangisidir? Aslında akrep, kartalın tırtılıdır.
Tırtıldan kartala dönüşmesi efsanevi bir süreçtir.
Kuyruğunda taşıdığı zehri seruma dönüştürmeyi başardığında mucize gerçekleşir.
O, yanıp küllerinden yeniden doğan “Zümrüdü Anka Kuşu”dur artık.
Akrep üç merhalesi olan bir burçtur ve onu yerde sürünenden gökte süzülene eriştirecek tek mekanizma dönüşümdür.
a) Sürüngen aşaması; akrebin sürüngen beyin/R-kompleks komutasında hareket ettiği aşamadır. Burası hayatta kalma içgüdüsünün ana merkezi olan beynin en ilkel bölgesi olduğundan akrebin en zehirli ve en tehlikeli aşamasıdır.
b) Tırtıl aşaması; ilk ve son aşama arasındaki araf bölgedir. İyi ve kötü arasında sürekli gelgitlerin yaşandığı, bir karar ve seçim aşamasıdır.
c) Kartal aşaması; olağanüstü dönüşüm gerektiren, nihai şifa sağlayan zirve aşamasıdır. Bu mertebeye erişmek çok zordur çünkü sınavı ateşten geçmektir. Eskiler bu son merhaleyi "Nara düşen nur olur" deyişiyle tanımlar.
Akrep burcu ve yönetici gezegeni Pluto insanın en derindeki temel meseleleri ile bağlantılıdır. Akrep asla görünenle yetinmez daima görünenin ötesiyle ilgilenir. Bu nedenle dönüşüm (transformasyon) ve başkalaşım (metamorfoz) onun en temel konularıdır. Akrep burcunun temsilindeki bütün konular aslında nefes kesicidir;
Güç ve acizlik deneyimleri, iktidar oyunları, kumanda etme tutkusu, öldürme dürtüsü, ölüm korkusu, en derine nüfuz etme, ele geçirme, istila ve işgal etme, sürekli krizlerle beslenme, yıkım ve yeniden yapım, ölüm ve yeniden doğuş...
Tutku, kıskançlık, şüphe, hırs, nefret, kin, intikam, hile, entrika, takıntı ve saplantılar, taciz etme, işkence etme, sabote ve provoke etme, üreme içgüdüsü, seks düşkünlüğü, seksüel sapkınlıklar, paranoya, sadizm...
Mitolojik karşılığı yeraltı ve ölüm tanrısı Hades olan akrep burcu ölmeye değil öldürmeye programlanmıştır. Bu nedenle öldürme sultasını daima elinde tutar ve hiç kimseye onu öldürme payesini bağışlamaz. Şiarı bellidir; “O seni yok etmeden, sen onu yok et”
Akrep kendi dışında hiç bir mekanizmanın onu yutmasına izin vermez. Ateş çemberine kıstırıldığında bile teslim olmaz, kendini sokarak intihar eder. Çoğu kişi intihar etmek zayıflıktır diye düşünebilir ama ona göre intihar etmek ölüme karşı bir tür egemenliktir!
Akrebin onu bir var edip bir yok eden ölüm korkusuna karşı en güçlü kalkanı cinsel iştahı ve üreme içgüdüsüdür. Onun için sevişmek bir nevi ölümün provasıdır. Ölümle başa çıkabilmenin en temel yolu üremek olduğundan Akrep için üremek ölüme karşı kazanılan en büyük zaferdir.
Akrep derinliklerin, yoğunlukların ve aşırılıkların enerjisidir. Hayat felsefesi “Ya hep ya hiç”tir, ortası yoktur. “Ya ak ya kara”dır, ara tonları yoktur. Ya öldüresiye sever ya öldüresiye nefret eder. Ne yapılan iyiliği ne de yapılan kötülüğü unutur ve misliyle karşılık verir. Asla skoru eşitlemekle yetinmez...