Ümit doluydum, umutla bakıyordum.
Sanki kabuslar bitti, huzura kavuşacağız sanıyordum!
O sene, bu sene diyordum! Büyükler üzülmeyecek, bebeler ağlamayacak diyordum.
Boğazımda kalıyor kelimeler. Üstümüze yıkılıyor sanki binalar. Karabasan gibi çöktü üzerimize kabus bulutları. Hüzün saatleri geri geldi!
Samsunspor sen bizi hiç güldürmeyecek misin?
Samsunspor sen bizi mutlu edemeyecek misin?
Samsunspor bu taraftarı yine üzecek misin?
İlahi Samsunspor! Sen bu milleti deli mi edeceksin?
Taraftara garezin mi var? Yoksa bizim bilmediğimiz bir şeyler mi var?
***
Aslında mantalite değişikliği ve sinyallerden bir algı oluşmaya başlamıştı bizde.
Şu geri paslı, tırsak, korkak ve sinik yapıdan kurtularak ısıran takım olma hüviyeti bize çok yakışacaktı.
Ama 4. maçta fiyasko ve kaos kapladı ortalığı.
Geçen sezonlarda iğrenerek ve azap çekerek lanetlediğimiz oyun kurgusu hortlayarak geri döndü!
Kabuslar sokağına hoş geldiniz!
Kocaelispor maçındaki beceriksizliği şansa bağladık da Bursaspor maçını neye bağlayacağız?
Yulara mı bağlayacağız?
Arkadaşlar, sporcular, ekip neyiniz eksik?
Dur tahmin edeyim kuşsütünüz!
Yahu ne oluyor bir anda düşkünlere bağlıyorsunuz. Bir anda darmadağın olabiliyorsunuz. Bir anda nakavt pozisyonuna kalıyorsunuz?
Bunu nasıl becerebiliyorsunuz?
Eksik olan ne?
İhtiyacınız olan ne?
Sıkıntımız ne?
Valla gerçekten de çok merak ediyorum!
Sanırım takke düştü kel göründü.
Değişen bir şeyler var. İyi olacağız. Hatalardan ders çıkardık derken; yallah film geri sardı.
Sanki her şey ve beklentiler tepe takla oldu.
Seyrettiğimiz ve 3-5 sezondur başımıza bela olan süreçler girdabına yeniden giriyor gibiyiz.
Drama ve korku sahneleri ile yıllardır izlediğimiz filmin yerine…
Bol sevinçli, aşk dolu, sevgi kokan, sıcacık bir film beklerken…
Yine aynı filmi, defalarca izlediğimiz o filmin fragmanını ve hatta kendisini izlerken bulduk kendimizi.
Biz bu filmi defalarca seyrettik a dostlar!
Biz bu filmden bıktık, biz bu filmi ezberledik, biz bu filmle kahrolmaktan yorulduk, biz bu filmden nefret ettik artık!
Bize bu filmi zorla izletmeye kalkmayın.
Bizi bunlarla sınamayın.
Taraftar yorgun, taraftar küskün ve endişeli.
Samsunspor camiası ve fedakar taraftarının artık bu sahnelerin tekrarına dayanacak gücü ve zamanı yok!
Ya bu filmi iptal eder, adam gibi çekersiniz…
Ya da perdeyi indirir gidersiniz!
***
Sanırım yolun başında bir çözüm bulmamız lazım. Yoksa durum hiç hoş değil.
Mehmet hocaya güvenimiz tam ama bu yaşananlara gereğini yapmalı.
Herkes haddini bilmeli. Çocuk oyuncağı yapmıyoruz beyler. Bir takımın ve bir kentin kaderi ile oynayabileceğinizin farkına varın artık gaaarii…
Dökülen Kevin Boli, bekleneni veremeyen sol bek Soner, orta sahada yalnız kalan Hasan Kılıç, alternatifsiz ve yokluğunda sorun yaşayacağımız Osman’ın durumu, eski yıllarını mumla aratan Mehmet Akyüz, sık sakatlanan Melih ve Diomonde ile etkisiz kalan Tomane ilk kafama takılanlar.
Yine Fofana’nın geç katılışı ve 3 kaleciye rağmen kalede sıkıntımız da işin cabası.
Hala sol açık eksiğimiz var.
Şimdi önümüzde Gençlerbirliği maçı var.
Bu maçı normalde kazanmamız gerekli. Ama her gelen takım bize çıkış maçı gibi bakarak, bıçağını bileyerek geliyor üstümüze.
Kocaelispor’dan sonra Bursaspor’unda moral ve puan kaynağı biz olduk.
Biz adeta düşkün, sıkıntılı, kötü, karmaşa yaşayan ve moralsiz takımların tabiri caizse kurtarıcısı ve motivasyon kaynağı olduk.
Bizi yenerek çıkış yapma hayalindeki her takım başarılı oluyor. Ondan sonra ver gazı gitsin.
Düşkünleri ve sürünenleri sevindirme cemiyeti olduk yahu!
Gençlerbirliği’ni yeneriz yeniliriz!
Önemli olan şu: yenilseniz de adam gibi yenilin! Adam gibi oynayın.
Mücadele edin. Acizleri oynamayın. Biz sizi çılgınca alkışlayalım!
Valla alkışlarız, billa alkışlarız!
Siz yeter ki samimi olun.
***
Oyuncular değişiyor, futbolcular değişiyor, ekip ve hocalar değişiyor ama Samsunspor’daki kaos ve çöküş hiç değişmiyor. Habire aynı film, aynı senaryo yalnızca artistler değişiyor.
Demek ki bu işte bir iş var!
Niye böyle oluyor? Niye kabuk değiştiremiyoruz?
Niye aynı kötü kader?
Niye aynı olayların tekrarı diye insanın aklına manyak sorular geliyor.
Tahminimce burada Samsunspor camiasının munis yapısı, insani yaklaşımı, topçusunu sevme ve üzmeme eksenli tavrı ve bunu kendine kullanan rahat, pastam da dursun yanımda ekmeğim de diyen futbolcusu ve burada her şey güzel, sıkıntı yok.
Ömür boyu rahat ederim, günümü kurtarır, paramı da alırım mantalitesindeki futbolcu yapısı bizi bu günlere getirdi.
Beyler, herkes uyandı. Bu işler böyle large olamamakla çözülmez. Biraz sıkacaksınız kendinizi.
Aldığınızın hakkını ya vereceksiniz ya da vereceksiniz!
Burası veteranlar takımı değil, bunu belleğinize kazıyın.
Mehmet hoca gerekirse vur neşteri, acıma eti senin kemiği bizim!
Başkan öyle bir ağırlığını koy ki altında ezilen tam ezilsin ki aklı başına gelsin!
Bu olaylar bir Trabzon’da olsa topçular böyle davranamazdı. Mahalle baskısının en alasını yaşarlardı!
Samsun’un hoşgörüsünü ve iyi niyetini de heba etmeyin!
Aklıma Rahmetli efsane futbolcumuz Muzaffer BADALIOĞLU’nun eşinin söylediği şu sözler gelir hep; “Muzaffer bir maçı kaybetmişsek ertesi gün sokağa çıkmazdı, taraftarlarımızı çok üzdük ayıp olur !” diye söylerdi…
İşte bunu düstur alın beyler, başka boş laflara tevazu göstermeyin yeter.
Aynen doğru katılıyorum.