Memleketin kaynakları öyle bol ve sınırsız değil. Bunu iyi belleyin….
Aslında su fakiri bir ülkeyiz.. Toprak işgal edip, sınırlarımıza katacak halimiz de yok!..
Afrika’da kiraladıklarımıza bakıp kendimizi aldatmayalım! Sonuçta ektiğin yaban ellerdeki yerler elalemin toprağı. ‘Hadi Yallah, kış-kış’ deseler ne yapacağız.. Tıpış tıpış Anadolu’nun şehit kanıyla sulanmış, can bedeli ödenerek kazanılmış helal toprağından gayri neyin var elinde? Mecbursun ey halkım mecbursun Anadolu’nun taşına toprağına, havasına suyuna, kurduna kuşuna, kızanına uşağına….
Mecbursun bu memleketin kadir kıymetini hala anlayamadığın, har vurup- harman savurduğun, küçümsediğin, ezip geçtiğin, içine ettiğin, tükürdüğün, verdiği nimetinin değerini bilmediğin toprağına mecbursun…Anla artık mecbursun !.....
Ama topraklarımızın değerini bilmemekte, onu harcamakta, hor görmekte, ona kalleşlik yapmak hususlarında da inatla da ısrar ediyoruz !..Binlerce yıllık maziye sahip üretim fabrikalarımız olan topraklarımızı; bilinçsiz sanayileşmenin, düzensiz imarlaşmanın, alternatif sahalar bulamamanın, birilerini memnun etmenin, sermayeye peşkeş çekmenin, işin kolayına kaçmanın, kısa yoldan köşeyi dönmenin, bazılarını korumanın, birilerini yok saymanın, dostlar iş yaptığımızı sansın mantığının, tarımı hor görmenin, ranta kurban gitmenin sonuçları olarak kaybediyoruz. Evet topraklarımızı azar azar, karış-karış, dönüm-dönüm, köy-köy, mahalle-mahalle, bölge-bölge kaybediyoruz..
Sanayileşmeye, ilerlemeye, refaha, istihdama, bolluğa üretime karşı değilim…Karşı değiliz...Amma velakin caaaaanıımmmm topraklarımızın üstüne cup diye konmaya karşıyım…Mis gibi ,1.,2.,3. ve 4. sınıf sulanabilir, bitek, verimli, odunu soksan yeşertecek- ölüyü koysan diriltecek güce sahip topraklarımızın alternatif yer olmaksızın , derinlemesine incelenmeksizin, bedava imiş gibi elden çıkarılmasına karşıyım kardeşim !..
Adamlar her yapacakları alan ve üretim yeri için maşallah böyle yerlere göz dikiyorlar…Kamu yararı gösteriliyor, alternatif alan bulunulmadı deniyor, iş adamları-yatırımcı-müteşebbis ve işletmeciler de yerimiz dümdüz, karayolu dibinde, havaalanına –limana –demiryoluna yakın olsun istiyor… İstiyorlar da kaos da burada başlıyor işte…Ulaşım ve avantaj mı önemli, toprağın tamamen elden çıkması mı?..4,5 veya 6 sınıf araziler mi tahsis olmalı yoksa mutlak tarım arazisi ne pahasına olursa terk edilmeli mi? Birilerinin rahatlaması ve memnuniyeti mi önemli yoksa kanunlar kapsamında koruma altındaki ova topraklarının hukuka aykırı şekilde telafisi olmayacak şekilde elden avuçtan kayıp gitmesi mi?..
Siz olsanız ne derdiniz toprağın kara kaderi-yazgısı için.. Sorarım size? Geleceğinizi baltalayacak, sıkıntıya sokacak, topraklarınıza ihanet edilirken adım adım gelen ve her gün büyüyecek bu tehlikeye dur demez miydiniz ?..
* * *
Sarı öküzün hikayesini bilir misiniz ? :Hani bir öküz sürüsü varmış, çevredeki birkaç aslanın asla erişemediği sürü….Sonra bir gün, aslanlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, “biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu sarı öküz çok dikkatimizi çekiyor; onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız” demiş. sürünün önde gelenleri toplanıp “sürünün âli menfaatleri adına” sarı öküzü kurban etmişler…
Tabii kısa bir süre sonra benzer bir bahaneyle kapılarına dayanıp başka bir kurban isteyene kadar…”âli menfaatler adına” kurban vermede öyle bir noktaya gelinmiş ki, sürü küçülmüş ve sonunda aslanlara tamamen yem olmuş. o son anda, aslanlara sürekli kurban vererek kurtulacağını zanneden sürü liderleri, “biz bu savaşı ne zaman kaybettik?” sorusuna cevap aramış. ve bu savaşı “sarı öküzü verdikleri gün” kaybettiklerini anlamışlar.
* * *
Samsunumuzda da bu ve benzeri ödünleri vererek büyük ova statümüzdeki tarım alanlarımıza tehditler had safhaya geldi. Bafra ilçesi Türbe Mahallesinde 16 Adet parselde toplam 18,8673 hektar alanda meyve-sebze hali yapılmasına ilişkin ilave imar planı kapsamında bu arazilerin yerinin tarım dışı amaçlı kullanılmasına izin verilmiştir. Bu araziler 1. Sınıf arazilerdir. Köylü karşı çıkmaktadır. Şu günlerde bu alan için hukuki mücadele verilmektedir…
Ülkemizdeki ve Samsun ilimizdeki hızlı nüfus artışı nedeniyle ihtiyaç duyulan yeni köy, kasaba ve kentlerin kurulması, mevcutların genişletilmesi, sanayi kuruluşları, maden, taş, kum ve tuğla ocakları, hava alanları, turistik ve sportif tesisler, askeri amaçlı yapılaşmalar v.b. ihtiyaçlar için yapılan tarım dışı amaçlı arazi kullanma uygulamaları, son yıllarda tarım arazileri aleyhine büyük bir gelişme göstermektedir. Özellikle son 10 - 15 yıl içerisinde, tarım arazileri adeta tarım dışı amaçlı kullanımların istilasına uğramış ve çeşitli yapılaşmalar nedeniyle, tarımsal potansiyel ve üretici köylüler kısıtlanmalarla karşı karşıya kalmıştır.
Ayrıca son zamanlarda yazılı ve görsel medyada Samsun ilimizde Kürtün Çayı Vadisinin verimli topraklarının da yapılaşmaya açılacağı haberlerinin sıklıkla yer aldığı görülmektedir. Kürtün Çayı vadisindeki topraklar binlerce yıl boyunca Kürtün çayının taşıdığı ince malzemelerin birikmesi sonucunda oluşan verimli tarım arazileridir. Bu alanların tarım dışına çıkarılarak imara açılması 5043 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanununa göre de uygun değildir.
Bakalım yarın nerenin arazileri ve verimli toprakları için piyango vurur ?
* * *
Yavaş yavaş gidiyor topraklar…sular…havamız…kaynaklarımız…Seyir mi edeceksiniz ?...Mücadele mi edeceksiniz….Yoksa; sarı öküzü verip kurtulmamız hikayesindeki olayları mı yaşayacaksınız. ?. Yoksa….. trene bakan sürüye dahil olarak yeni sarı öküz mü olacaksınız ?.... Buyurun karar verin…!