Yaşam tarzı ve beslenmemizi düzenleyebilmemiz için cildimizi yakından tanımamız gerekir.
Bütün organlarımızı örten ve bizi çepeçevre saran en büyük organımız cildimizdir.
Vücudumuzdaki pek çok yapı gibi cildimiz de çeşitli katmanlardan oluşur. Eğer biz bu katmanları bilir, cildin ihtiyaçlarını bu yönde giderirsek o da bize sağlıklı ve canlı bir görüntüyle cevap verir.
İşte size kısa bir teknik bilgi turu;
Cildi tanımak için öncelikle hangi katmanlardan oluştuğunu bilmek gerekir.
Cilt üç ayrı katmandan oluşur.
1- EPİDERMİS TABAKASI (Üst tabaka): Cildin en dışını kaplayan, koruyucu katmandır. Bu katmanın yapısını oluşturanlar; doğal yağ asitleri, seramid, sebum (yağ), keratin dediğimiz ölü hücreler ve terdir.
En ince epidermis göz kapağının üzerindedir, kalınlığı 0,05 mm'dir, en kalın bölge ise avuç içi ve ayak tabanındaki epidermistir ve kalınlığı 1,5 mm'dir.
Bu katman ciltte su kaybını engelleyerek, cildi her an nemli ve yumuşak tutar, cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırır ve böylelikle kırışmayı engeller.
Cildin kendini yenileme süreci 28 günlük döngüler şeklinde olur. Özellikle bu dönemde kuru cilt tipinde, kepeklenme, pullanma ve deri soyulması şeklinde görülebilir. Epidermiste kan damarları yoktur.
Basit bir anlatımla; alttaki katmanda üretilen hücreler zaman içinde, tıpkı merdiven basamağı çıkar gibi üst katlara doğru ilerler. Cildimizin en üst katmanı olan epidermise ulaştıklarında canlılıklarını kaybeden ve keratin olarak adlandırılan bu ölü hücreler ciltten atılmış olur. Alt katmanda tekrar daha sağlıklı genç hücreler gelişir ve bu 28 günlük döngüler hayatımız boyunca devam eder. (Yaş ilerledikçe bu döngü üç/dört ay gibi bir sürede gerçekleşir) Böylece cilt daha parlak ve pürüzsüz bir görünüm kazanır.
Ayrıca epidermis tabakası da beş farklı katmandan oluşur;
* Stratum Corneum (dökülen tabaka)
* Stratum Lucidum (saydam tabaka)
* Stratum Granulosum (tanecikli tabaka)
* Stratum Spinosum (diken tabaka)
* Stratum Basale (derin tabaka)
Yine cildin üst katmanında, bu ölü hücre katmanının hemen altında yaşayan canlı cilt hücreleri olan keratinositler, cildimizin rengini belirleyen renk hücreleri olarak adlandırdığımız melanositler ve bağışık sistemimize ait hücreler bulunmaktadır. Deriye renk veren melanin (melanositler) dediğimiz renk hücreleri; güneş ışınlarına ve serbest radikallere karşı cildin korunmasında adeta kalkan görevi görür. Güneş ışınlarına maruz kalan cilt, kendini koruma altına almak için melanin üreterek koyulaşır.
2-DERMİS TABAKASI (Orta tabaka): Dermis, epidermisin hemen altında bulunan, vücudu stres ve darbeye karşı koruyan ve vücudun ısısını sağlayan bağ dokusudur. Derinin kalınlığından ve yumuşaklığından sorumludur. Yaş almayla birlikte kalınlığı ve nem oranı azalır. Ayrıca dermisin kalınlığı cildin yerlerine göre değişir. Göz kapağında 0,3 mm, sırtta ise 3 mm'dir.
Lenf ve kan damarları açısından oldukça zengin olan dermis, cildin yaşamını sağlayan ana maddelerin deposudur. Cildin beslenmesi tamamen dermis katmanındaki kan damarları yoluyla gerçekleşir.
Özellikle dıştan sürülen krem, losyon ya da serum gibi ürünler cilde nüfuz etmezler sadece enjekte yoluyla yapılan işlemler ve sadece içten destek dermise etki etmektedir.
Vücuttaki yağ hücrelerinin büyük bir kısmı dermisde toplanmıştır. Ayrıca dermiste, en önemli üç bileşen olan; kolajen, elastin lifler ve hyluronik asit bulunmaktadır.
Dermisin en önemli hücreleri fibroblastlardır. Fibroblastlar cildin dayanıklılığı ve korunması için gerekli olan kolajen ve elastin liflerini üretirler. Cilt yaşlandıkça faaliyetleri azalır.
Dermisde iki tabaka bulunur;
* Papiller tabaka
* Retiküler tabakadır.
3- HİPODERMİS TABAKASI (Deri altı yağ dokusu): Dermisin altında bulunan cilt altı yağ dokusudur. Vücudu sıcak ve soğuktan korur, enerji depolar. Dolgunluk ve hacim kazandırır.
Bu yağ tabakasının kalınlığı kişiden kişiye değişir.
Dermisten daha fazla geniş kan damarları ve sinirler içerir.
Basit bir anlatımla; yüzümüzde derin ya da yüzeysel olarak yerleşmiş yağ yastıkcıkları bulunmaktadır. Bunların yaşlanma gibi sebeplerle küçülmesi ve yerçekimine bağlı olarak yer değiştirmesi sonucu yüzün dolgun ve genç görünümü kaybolur.
Kendini yenileyebilmesi, onarabilmesi ve koruyucu özelliklerini yerine getirebilmesi için sürekli olarak enerji ve besin maddesine ihtiyaç duyar.
Deri altı tabakasının ana görevi, enerji depolayıp sonradan vücudun kullanımına sunmak, vücudu her çeşit mekanik darbelere karşı korumak ve vücut sıcaklığının dengesini sağlamaktır.
Dolayısıyla, cildimiz hem sağlığımızın, hem de güzelliğimizin en büyük aynasıdır. Sağlıklı günler dilerim.
Devamı haftaya (Cilt tipleri ve günlük bakım rutinleri)