Samsun’un Yakakent ilçesinde geçimlerini balıkçılıkla sağlayan vatandaşlar, deniz kirliliği başta olmak üzere tekne sayılarındaki yüksek artış ve kültür balıkçılığından dertli
15 Nisan'da denizlerde av yasağının başlamasına az bir süre kala, Yakakent ilçesindeki balıkçılar adeta dert küpü durumundalar. Sayıları hızla artan balıkçı tekneleri ve herkesin balıkçılık yapmaya başlamasından yakınan esnaflar, Karadeniz'deki kirliliğin de işlerini olumsuz etkilediğini belirtiyorlar. AĞLARIMIZA ZARAR VERİYOR Samsun'un Yakakent ilçesinde 30 yıldır balıkçılıkla uğraşan 52 yaşındaki Bülent Öztürk, av yasağının başlayacağı 15 Nisan'a kadar kalkan avı için denize açılacaklarını belirterek, "15 Nisan'dan sonra da barbun için avlanmaya başlayacağız. Öte yandan maalesef yunuslar bizi rahat bırakmıyor ve ağlarımızdaki balıkları yiyor. Bununla kalmayıp ağlarımıza zarar veriyor. Her sene olduğu gibi haziran ve temmuz aylarında teknelerimizin bakım ve onarımını yaparak, palamut avına hazırlanıyoruz. 1 Eylül’den itibaren av yasağının kalkmasıyla birlikte, ilk olarak palamut balığı avlamak için denize açılıyoruz” diye konuştu. BİLİNÇSİZ AVLANANLAR FAZLA
Bülent Öztürk, “Yaklaşık 30 yıldır balıkçılık yaparak ailemi geçindirmeye çalışıyorum. Maalesef denizlerimizde bilinçsiz avlanma, yunus balıklarının balık çeşitlerini yemesi ve denizde kirliliğin hat safhada olmasından dolayı balık çeşitlerimizin nesli tükenmiş durumda" dedi. ÖNÜNE GELEN BALIKÇI OLUYOR Balıkçılık avcılığında tekne sayısının artmasından da yakınan Öztürk, “Önüne gelen balıkçı oluyor. Devlet büyüklerimizin bu konuya bir an önce çare bulmaları gerekiyor. Devlet balıkçıya imkan tanıyor. Düşük faizli kredi vererek, bizlere yardımcı oluyor. 5 yıllık düşük krediyle geri ödemeksizin kredi imkanı tanıyor. Bu yılda tekne boyuna göre balıkçılara yardım edildi. Devletin bize düşük kredilerle yardım ettiği paralarla teknemizin onarım ve bakımını gerçekleştiriyoruz” dedi. KÜLTÜR BALIKÇILIĞI OLUMSUZ ETKİLİYOR Devletin verdiği kredilerle, kültür balıkçılığı yapanların sayısının da arttığını ifade eden Öztürk, "Bu durum bizim gibi küçük kıyı balıkçılarını zor duruma düşürdü. Kültür balıkçılığı yapan balık yetiştiricileri yüzünden denizlerimizde ağ atacağımız yerler kalmadı. Bundan dolayı başta palamut balığı ve diğer balık çeşitlerini avlamak için maalesef ağ atacak yer bulamıyoruz. Kültür balıkçılığı yapan yetiştiricilerin bize hem zararı hem de faydası var. Fayda olarak bizim teknelerimizin motorlarına dolaşan ağlarını kendi balık adamlarını göndererek temizliyorlar” dedi. ÇÖPLERDEN AĞLARI ÇEKEMİYORUZ Yakakent açıklarına 15 gün önce 100 adet ağ kurduklarını ancak sadece 10 tane kalkan aldıklarını da söyleyen Öztürk, “Maalesef denizlerimize iyi bakamadığımızdan dolayı naylon poşet, çöpler ve vatozdan ağlarımızı kaldıramaz hale geldik. Denizlerde yıpranan ağlarımızı ise yaklaşık 5 kişi ile 10 gün içinde tamiratını yapıyoruz. Şu ana kadar bizleri fiyat konusunda oldukça memnun eden ise kalkan balığı oldu" diye konuştu. Ebubekir YILMAZ
15 Nisan'da denizlerde av yasağının başlamasına az bir süre kala, Yakakent ilçesindeki balıkçılar adeta dert küpü durumundalar. Sayıları hızla artan balıkçı tekneleri ve herkesin balıkçılık yapmaya başlamasından yakınan esnaflar, Karadeniz'deki kirliliğin de işlerini olumsuz etkilediğini belirtiyorlar. AĞLARIMIZA ZARAR VERİYOR Samsun'un Yakakent ilçesinde 30 yıldır balıkçılıkla uğraşan 52 yaşındaki Bülent Öztürk, av yasağının başlayacağı 15 Nisan'a kadar kalkan avı için denize açılacaklarını belirterek, "15 Nisan'dan sonra da barbun için avlanmaya başlayacağız. Öte yandan maalesef yunuslar bizi rahat bırakmıyor ve ağlarımızdaki balıkları yiyor. Bununla kalmayıp ağlarımıza zarar veriyor. Her sene olduğu gibi haziran ve temmuz aylarında teknelerimizin bakım ve onarımını yaparak, palamut avına hazırlanıyoruz. 1 Eylül’den itibaren av yasağının kalkmasıyla birlikte, ilk olarak palamut balığı avlamak için denize açılıyoruz” diye konuştu. BİLİNÇSİZ AVLANANLAR FAZLA
Bülent Öztürk, “Yaklaşık 30 yıldır balıkçılık yaparak ailemi geçindirmeye çalışıyorum. Maalesef denizlerimizde bilinçsiz avlanma, yunus balıklarının balık çeşitlerini yemesi ve denizde kirliliğin hat safhada olmasından dolayı balık çeşitlerimizin nesli tükenmiş durumda" dedi. ÖNÜNE GELEN BALIKÇI OLUYOR Balıkçılık avcılığında tekne sayısının artmasından da yakınan Öztürk, “Önüne gelen balıkçı oluyor. Devlet büyüklerimizin bu konuya bir an önce çare bulmaları gerekiyor. Devlet balıkçıya imkan tanıyor. Düşük faizli kredi vererek, bizlere yardımcı oluyor. 5 yıllık düşük krediyle geri ödemeksizin kredi imkanı tanıyor. Bu yılda tekne boyuna göre balıkçılara yardım edildi. Devletin bize düşük kredilerle yardım ettiği paralarla teknemizin onarım ve bakımını gerçekleştiriyoruz” dedi. KÜLTÜR BALIKÇILIĞI OLUMSUZ ETKİLİYOR Devletin verdiği kredilerle, kültür balıkçılığı yapanların sayısının da arttığını ifade eden Öztürk, "Bu durum bizim gibi küçük kıyı balıkçılarını zor duruma düşürdü. Kültür balıkçılığı yapan balık yetiştiricileri yüzünden denizlerimizde ağ atacağımız yerler kalmadı. Bundan dolayı başta palamut balığı ve diğer balık çeşitlerini avlamak için maalesef ağ atacak yer bulamıyoruz. Kültür balıkçılığı yapan yetiştiricilerin bize hem zararı hem de faydası var. Fayda olarak bizim teknelerimizin motorlarına dolaşan ağlarını kendi balık adamlarını göndererek temizliyorlar” dedi. ÇÖPLERDEN AĞLARI ÇEKEMİYORUZ Yakakent açıklarına 15 gün önce 100 adet ağ kurduklarını ancak sadece 10 tane kalkan aldıklarını da söyleyen Öztürk, “Maalesef denizlerimize iyi bakamadığımızdan dolayı naylon poşet, çöpler ve vatozdan ağlarımızı kaldıramaz hale geldik. Denizlerde yıpranan ağlarımızı ise yaklaşık 5 kişi ile 10 gün içinde tamiratını yapıyoruz. Şu ana kadar bizleri fiyat konusunda oldukça memnun eden ise kalkan balığı oldu" diye konuştu. Ebubekir YILMAZ