Psikolog Emel Güler, karne korkusu hakkında önemli bilgiler verdi
Psikolog Güler, “Karne korkusu, öğrencinin karne aldıktan sonra nelerin olacağına dair olumsuz düşüncelerinden kaynaklanmaktadır. Bu olumsuz düşüncelerin gelişiminde ailelerin, çocuğun notlarına ve performansına gösterdikleri tepkiler önemli bir etkendir. Bu nedenle çocuğunuzun, karnedeki notlarına değil, dönem boyunca gösterdiği performansına itibar edin. Unutulmamalıdır ki, alınan karne tüm akademik hayatı belirleyen tek gösterge değildir. Eğitim ve öğretim bir süreçtir ve bu süreçte zaman zaman dalgalanmalar da olabilir. Alınan karne çocukların hayatları boyunca alacakları ne ilk ne de son karne olacaktır'' dedi.
KARNE NEYİN GÖSTERGESİDİR?
-Karne çocuğun zeka seviyesinin göstergesi değildir.
-Karne çocuğun ilgi ve yeteneklerinin göstergesi değildir.
-Karne çocuğun hayat başarısının göstergesi değildir.
-Aileler karne ve karne notuyla ilgili duygu ve düşüncelerini çocuklarıyla paylaşmalı ve çocuğun da duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için onu desteklemeli
-Düşük notlar hakkında karşılıklı konuşularak nedeni tespit edilmeye çalışılmalı, amaç çocukta farkındalık yaratmaya çalışmak olmalı.
-İşbirliği içerisinde düşük notların nasıl telafi edileceği konuşulmalı, etkili çözüm yöntemleri gözden geçirilmeli
-Çocuklar kendilerini güvende hissedecekleri sınırlara ihtiyaç duyarlar. Ebeveynlerin aşırı müdahale etmeden, sınırlar çerçevesinde çalışma planı oluşturmaları çocuğun kendi sorumluluklarını almalarına yardımcı olur.
-Çocuk başka çocuklarla kıyaslanmamalıdır. Her çocuk biriciktir.
-Olumlu yönleri mutlaka övülmeli ve desteklenmelidir.
-Çocuğun aldığı not üzerinden değerlendirme yapmak yerine dönem boyunca gösterdiği çabası vurgulanmalıdır.
-Dışarıdan sürekli müdahale etmek yerine, çocuğun zorlandığı alanlarda içsel motivasyonunu harekete geçirmesine yönelik yaklaşımlarda bulunmak önemlidir.
-Çocukla ilişki sadece okul, ders ve karne başarısı üzerinden olmamalı, her koşulda sevildiğini çocuğa hissettirmek özgüven gelişimi açısından oldukça önemlidir.
-Diğer taraftan, karnedeki notların tüm sorumluluğu çocuğa yüklenmemeli. Karne notunun oluşmasında; ailenin, öğretmenin çevrenin ve okul yönetiminin de sorumlulukları olduğu unutulmamalıdır.
Melihşah ŞEN
-Karne çocuğun ilgi ve yeteneklerinin göstergesi değildir.
-Karne çocuğun hayat başarısının göstergesi değildir.
-Aileler karne ve karne notuyla ilgili duygu ve düşüncelerini çocuklarıyla paylaşmalı ve çocuğun da duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için onu desteklemeli
-Düşük notlar hakkında karşılıklı konuşularak nedeni tespit edilmeye çalışılmalı, amaç çocukta farkındalık yaratmaya çalışmak olmalı.
-İşbirliği içerisinde düşük notların nasıl telafi edileceği konuşulmalı, etkili çözüm yöntemleri gözden geçirilmeli
-Çocuklar kendilerini güvende hissedecekleri sınırlara ihtiyaç duyarlar. Ebeveynlerin aşırı müdahale etmeden, sınırlar çerçevesinde çalışma planı oluşturmaları çocuğun kendi sorumluluklarını almalarına yardımcı olur.
-Çocuk başka çocuklarla kıyaslanmamalıdır. Her çocuk biriciktir.
-Olumlu yönleri mutlaka övülmeli ve desteklenmelidir.
-Çocuğun aldığı not üzerinden değerlendirme yapmak yerine dönem boyunca gösterdiği çabası vurgulanmalıdır.
-Dışarıdan sürekli müdahale etmek yerine, çocuğun zorlandığı alanlarda içsel motivasyonunu harekete geçirmesine yönelik yaklaşımlarda bulunmak önemlidir.
-Çocukla ilişki sadece okul, ders ve karne başarısı üzerinden olmamalı, her koşulda sevildiğini çocuğa hissettirmek özgüven gelişimi açısından oldukça önemlidir.
-Diğer taraftan, karnedeki notların tüm sorumluluğu çocuğa yüklenmemeli. Karne notunun oluşmasında; ailenin, öğretmenin çevrenin ve okul yönetiminin de sorumlulukları olduğu unutulmamalıdır.
Melihşah ŞEN