2020-2021 eğitim-öğretim yılı değerlendirmesinde bulunan KESK’e bağlı Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) eleştirilerde bulundu. “Bu yıl hem öğrencilerimiz hem de eğitim çalışanlarımız açısından çok sancılı geçmiştir” diyen Şube Başkanı Topaloğlu, “Bu süreçte var olan eşitsizlikler artarak derinleşmiş, sağlık alanında izlenen yanlış ve eksik uygulamalardan dolayı öğrenciler ve eğitim çalışanları okullarından uzakta kalmıştır. Oysa 210 ülkenin 116’sında okullar tamamen açık, 58’inde kısmen açık iken 23’ünde ise kapalı kalmıştır. Ülkemiz ise 2020-2021 eğitim öğretim yılında iş günü itibarıyla okulları en uzun süre kapatan ülkeler arasındadır. Sonuçları, kapsamı ve etkilediği nüfus açısından ‘eğitim’ salgından öncede en önemli kamusal hizmetlerden biriydi. Salgınla birlikte bu alanda yaşanan sorunlar ve eşitsizlikler öylesine fazlalaştı ki eğitim en önemli tartışma başlıklarımızdan ve sorun alanlarımızdan biri haline geldi. Bu dönemde MEB yönetimi ise sorunlara çözüm üretmek yerine ‘eğitim alanında sorun yok; var olan sorunlar da çözülüyor’ algısını oluşturmayı tercih etmiştir. Oysa bu süreçte alınmayan tedbirler ve izlenen yanlış politikalardan dolayı çok sayıda eğitim çalışanı arkadaşımızı kaybettik” diye konuştu. ‘DURUM GÜLLÜK GÜLİSTANLIK DEĞİL’
Topaloğlu, “Çocuk işçiler, göçmenler, eğitime erişemeyenler, kız çocukları, ana dili Türkçe olmayanlar, özel eğitime gereksinim duyan çocuklar MEB’in öncelikleri arasında yer almadığı ve bu geniş kesimin eğitim hakkı MEB tarafından gözetilmediği için bu kesimlerin yaşadıkları sorun olarak görülmedi ve çözüm de üretilmedi. Ataması yapılmayan öğretmenler, KPSS mağdurları, sözleşmeli, ücretli öğretmenlerin yaşadıkları ve özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin sorunları MEB tarafından görülmedi, duyulmadı ve doğal olarak da çözüm üretilmedi. Yaz tatiline yaklaşıldığı bir dönemde MEB yine temel sorumluluklarını yerine getirmek yerine yine kamuoyunu sorun olmadığına ve her şeyin kontrol altında olduğuna ikna etmeye çalışmaktadır. Ancak durum Milli Eğitim Bakanı ve bakanlık bürokratlarının ifade ettiği gibi güllük gülistanlık değil oldukça sorunludur” şeklinde konuştu. ‘MEB SORUMLULUĞUNU UNUTMAMALI’
Şube Başkanı Topaloğlu, “İlk olarak MEB’in planlanmış ve iyi hazırlanmış bir telafi programı olmamasına rağmen varmış gibi yapmaktadır. 5 Temmuz-31 Ağustos arası için açıklanan etkinlikler telafi programı kapsamında değerlendirilemez. Bunlar yaz tatili içerisinde sınırlı sayıda öğrencinin yararlanacağı yaz etkinlikleridir. Bunların telafi eğitimi gibi sunulması gerçek anlamda telafi eğitimi gereksinimini ve telafi eğitimi algısını olumsuz etkilemektedir. Dünya telafi eğitimini kapsamlı olarak tartışmakta, bu konuda bilimsel çalışmalar ve hazırlıklar yapmakta, ülke parlamentoları konunun öneminden dolayı bu konuda yasal düzenlemeler yapmaktadır. Telafi eğitimi o kadar önemle tartışılmaktadır ki, ülkelerin bu konuda ayırdıkları bütçe en önemli tartışma başlıklarından biri haline gelmektedir. Telafi eğitimi, gelinen aşamada, MEB’in değil okulların ve öğretmenlerin sorumluluğu haline gelmiştir. MEB, bu konuda sorumluluk almalı ve yapıyormuş gibi yapmak yerine gerçekten yapmalıdır. MEB, telafi eğitiminin kendi sorumluluğunda olduğunu unutmamalıdır. Yapılan protokollerle eğitimi tarikat ve cemaatlere devretmeye çalışan MEB’in bu tutumuna karşı mücadelemiz aralıksız sürmektedir. Telafi eğitiminde de türden girişimlerin olmaması gerektiğini hatırlatır, olması durumunda buna karşı etkin mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ