ÇOK ama çok büyük ve anlamlı bir günü yaşadık dün…
Bugünlerin kıymetini bilenler, dünün değerini verdiler.
Kimi yüreğinde hissetti…
Kimi sevincini evine, iş yerine bayrağını asarak belli etti.
Kimi etkinliklere katılarak coşkulara eşlik etti.
29 Ekim 1923 Türk tarihinin en önemli günüdür.
Tarihini bilmeyen bir millet ise yok olmaya mahkumdur.
Ne yazık ki bugünün gençliği, geleceği onlara emanet edeceğimiz gençlerimiz bu konuda gaflet içindeler.
Bu sadece onların hatası değil.
Onları eğitimsizliğe mahkûm eden bir eğitim anlayışı…
Yakın ve geçmiş tarihini çocuklarına öğretemeyen ve nakledemeyen ana ve babalar…
Hepsi suçlular.
Kendilerine uzatılan mikrofonlara cehaletlerini kusanları görünce bir Türk vatandaşı olarak kahroluyorum.
Cumhuriyet Bayramı ve kutlamaları nedeniyle sokaklarda mikrofon uzatılan gençlerimiz bakın, ‘Cumhuriyet ne zaman ilan edilmiştir?’ sorusuna ne cevaplar veriyor:
-Bilmiyorum!
-19 Mayıs?
-Cumhuriyet? Oğlum cumhuriyetin yılı kaçtı la?
-Vallahi onu pek bilmiyorum.
-Temmuzdu galiba.
-Kaç temmuz?
-23 Temmuz. Doğru mu?
-23 Nisan 1923.
-Hiçbir fikrim yok. Tarih bilgim sıfır.
-1999 değil mi? İnternetten baksak olmuyor mu? 2010 mu?
-Cumhuriyet 1938’de şey kuruldu. Ne zaman kuruldu? Vallahi unutmuşum açık konuşmak gerekirse. Bu da benim ayıbım olsun!
-Cumhuriyet? Ben normalde tarihte bayağı iyiyim. 1919 diyorum.
-Hangi ayın, hangi günü?
-23 Nisan!
- Utanıyorum bu sorunun cevabını bilmediğim için.
-Gülüyor. 1453. Doğru değil mi? Yanlış değil mi? 1453’mü, neydi!
İşte size bu cumhuriyeti teslim edeceğimiz Türk gençliğinin hali.
Bunları gördükten sonra 100. yıla eriştirenlere dua etmek lazım.
Allah cumhuriyetimizi düşmanlarından ve özellikle bu cahillerden korusun.
Ve galiba Atamızın mirasına sahip çıkmak ve onu yeni yüzyıllara ulaştırmak için bugün hepimize çok daha fazla görev düşüyor.