DÜN güne başladıktan sonra gündeme aldığım ilk konuydu, emekli maaşlarına yapılan bir seferlik katkı.
Akşama kadar kent içinde bir gelişme veya değineceğim bir konu bekledim.
Eh böyle bir imkân bulamayınca da emeklilerin dertlerine ortak olmaya karar kıldım.
Ben de bir emekliyim.
Doğrusu maaşlarda bir artış bekleyişi bende de vardı.
Ve bunun içinde geçerli bir sebebim…
Yaklaşan 2024 yerel seçimlerinde elini güçlendirmek isteyecek bir iktidar önemli bir nüfus parçasını oluşturan emeklileri bir nebzede olsa akıllarını çelmek için kullanabileceği bir fırsat olarak düşünüyordum.
Seçime doğru yeni bir hamle gelir mi bilemedim doğrusu.
Bir seferlik zam açıklamasından ötürü de bu beklentinin önünde bir engel oluşturulduğunu düşündüm.
İşte bunları zihnimde birleştirerek bilgisayarın başına oturduğumda İstanbul’dan bir arkadaşım aradı.
O halen bir devlet memuru…
Biraz genel vaziyetleri üzerine sohbet ettikten sonra konu bir şekilde emekli maaşlarına geldi.
Bende beklentilerin boşa çıktığını söyledim ama pek anlayamadı.
Hatta bu beş bin liranın her ay mı verileceğini sorunca, tabii gerçekle buluştu ve ‘Aaaa çok da azmış!’ deyiverdi.
Evet, gerçekten öyle ve gerçekten büyük hayal kırıklığı yaşadı emekliler…
Sayıları 15 milyonu bulan emeklilerin düşlerine böyle bir darbe gelmesi siyaset açısından büyük handikap.
Ama siyaset nasıl olsa unutulur ve verilen paranın ne kadar büyük zorluklarla verildiği kendilerine anlatılmasından sonra belki de şükrederler diye düşünüyordur.
Öyle değil oysa.
Hayatlarının en önemli 20-30 yılını devlete hizmet ederek geçiren ve emekliliğe hak kazanan 15 milyonun insanca yaşamak ve huzur bekleyişi vardı.
Ama huzur ve mutluluk içinde yaşama umutları, yönetenler tarafından bir kez daha söndürüldü.
Nereden baksanız, tam bir hayal kırıklığı bu.
Bu hayal kırıklığının izlerini, ölçüsünü ve etkilerini eminim ki siyaset mensupları da en az onlar kadar hissedecek ve yaşayacak mı, bunu yerel seçimlerde göreceğiz.