KENTİMİZDE yaşanan sel felaketi üzerine konuşmayan yok.
Testi kırıldıktan sonra akıl veren çok misali herkes bir şeyler söylüyor.
Ama içi boş!
Ama dolu!
Zarar gördükten sonra işin en kolayı…
Suçlamak!
Al belediyeyi karşına.
Vur başkanın kaşına!
İyi de kardeşim, hırsızın hiç mi suçu yok?
Hırsız dediğimden kasıt, çalan çırpan değil...
Bunu, bu kentin sorunlarından kendini sorumlu tutan her bireyi kast ediyorum.
Mesleki hayatları boyunca, kaç tane proje üretip, bunu kamu ve ilgililerle paylaşmışlar?
Ne kadarını takip etmişler?
Sel vurup gittikten sonra ben de konuşuyorum.
Ben de yazıyorum.
Ha, demiyorum ki şu anda yönetenlerin suçu az.
Ama yerel yönetimler sadece başkanlardan ibaret değil ki!
Meclisi var...
Üyesi var…
İdari kademelerde çeşitli işlerden sorumlu bürokratları var…
Mesleki ihtisası uyan var…
Uymayan var!
İşin hiç bu tarafına bakan oldu mu?
Sadece alaylı olmak, bir yeri yönetmeye, sorumlukları kotarmaya yetmiyor ki!
İhtisasa lazım, ihtisas!
O konuda deneyimli olmak lazım.
Böyle olması lazım ki hem gerekli projeler üretilirken katkısı olsun…
Hem de beklenilmeyen gerçekleştiğinde bu arkadaşlar çabuk karar verebilsin ve önlemleri uygulamaya koyabilsin.
Bir zamandır Samsun’un başına gelenler sürpriz falan değil.
Tombaladan da çıkmadı.
Samsun’un birazda müdahale ile değişen doğa yapısının, iklim değişikliklerine de katkı verdiği bir gerçek.
Önceden kuzeyinde deniz varken,
Şimdi dört tarafı sularla çevrilmiş bir kentte bazı iklimsel değişikliklerinin fazlasıyla olacağı bilinmesi gerekiyor.
Ne yapacaksın?
Önlemi baştan alacaksın.
Yapılaşmayı, yeni yerleşim bölgelerini açmayı nüfusu dar bölgelerde yoğunlaştırmadan planlayacaksın.
Sen planlama yaparken, o işin alternatifine de sivil toplum kuruluşları üstlenecek ki…
Sen bir eksik veya hata yapmışsan, alternatif projeden istifade edebilesin.
Demem odur ki;
Bu tür alternatifler üretilmeden, ‘Vur abalıya’ taktiği yanlıştır.
İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmak misali herkes üzerine düşeni nasiplenmeli.
Hatayı tek tarafta aramak yanlış ve ısrarından vazgeçmeli.