BU kentte doğan, büyüyen, ekmeğini burada kazanıp, toplumun sosyal hayatında kazanılmış bir yeri olan bir Samsunlu olarak yıllardır savunduğum, kafalara kazımaya çalıştığım bir husus var.
Diyorum ki;
Baş ağrısı çekmeyen, baş ağrısını bilemez.
Bu toplumun kanayan yaralarına ortak olmamış biri, bizimle aynı düşünemez.
Bu kentin geçmişini yaşamayan, geleceğine ortak olamaz.
Geçmişinde hiçbir iz bırakmamış biri, kent adına söz sahibi olmaya talip olamaz.
Hiçbir konuda hatta kendi mesleki dalında dahi duayen ve ihtisas sahibi olamamış kişiler, bu kentin temsilinde yer alamaz.
Milletvekili, belediye başkanı, belediye meclisi üyeliklerine talip olanlar partili olabilirler ama en azından talip oldukları görevlere uygun kimlikler ve mesleki ihtisas sahibi, toplum kabulüne mazhar olmuş kişiler olmalılar.
Yani sadece partili olarak,
Sadece birilerine yakın ve onların tavassutuyla makam ve mevki sahibi olmaya talip olanlar, bizim yaralarımıza merhem olamazlar.
Tüm saydıklarımı şahsıma özel olarak söyleme hakkına sahibim elbette.
Ama bir sivil toplum kuruluşunu ya da bir kurumu temsil ediyorsam işte o zaman iş biraz değişiyor.
Geçmişte bu kent adına yaptığım her girişimde beraber hareket ettiğim kişi ve kuruluşların ortak onayı ve kararları ile mücadele vermeyi tercih etmişimdir.
Bu tarz, hem birlikteliği hem de toplum kesitlerinin gücünü temsil etmesi ve ortaya koyması açısından önemlidir.
Dolayısıyla bir kuruluşu temsil eden kişilerin, kendi şahsi düşünceleri yerine kurum yönetiminin ortak kararını topluma deklere ederek hitap etmeleri hem etik hem de doğru olanıdır.
Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olan kardeşimiz, seçimler ve seçilmeye talip olanlar hakkında doğru ve güzel şeyler söylemiş.
Seçeneklerini sıralarken dikkat ettim sadece sosyal hayatın gereklerini sıralamış.
Kişilerin sadece bizimle aynı kentte yaşamış olmaları yetmiyor.
Düğüne, derneğe, camiye, cenazeye gitmiş olmaları da.
Yani talip olanlar;
Herhangi bir konuda ihtisas sahibi midirler?
Bu kentin geçmişine bıraktıkları herhangi bir iz var mı?
Geleceğe ve kent refahına dair bir öneri, bir proje sunabiliyorlar mı?
Konular daha da çoğaltılabilir.
Hatta ayrı bir yazı konusu da olabilir.
Ama asıl vurgulamak istediğim, bir sivil toplum kuruluşunun başkanı yönetiminin ortak kararı olmayan bir talepler toplamını, kişi olarak kurum adına deklere edemez, etmemeli!
İfade edilen taleplere itirazım yok ama;
Kurumsal mutabakat olmadan yapılan toplumsal paylaşımlar ifade olarak da etki olarak da eksik olur.