SAMSUN’u konuşuyoruz bazen…
Ülkemizi…
Dünyamızın kaderini…
Cennet ve cehennem var ya!
Kıyamet bir gün kopacak ya!
Cehennemi dünyada yaşarken yaşayanlarımız var ya!
Konuşacak çok şeyimiz var yani…
Hem hayat, hem dünya üzerine…
Geçen gün Gazete Gerçek’te çıkan haber üzerine derinleştirdik konuyu gazetede...
Haber, Samsun’un geleceği üzerine kurgulanmıştı.
Ve şöyle diyordu Samsun’un sonu için;
‘Film senaryosu değil. O tarihte sular yükselecek ve Samsun sular altında kalacak.’
Clımate Central Sitesi’nde 2030 ve 2050 yılları arasında, sel seviyesi altında kalması beklenen kıyı sahilleri arasında, Samsun'un da yer alıyor.
Sitenin verilerine göre, Samsun'da küresel ısınma nedeniyle belirtilen yıllarda kıyı yerleşim bölgeleri sular altında kalacak.
Samsun'da 2030-2050 yılları arasında sular altında kalacak yerler arasında, Kızılırmak Deltası'nın neredeyse tamamının yer alması dikkat çekiyor.’
Kızılırmak ve Yeşilırmak deltalarının etkisi gelecekte denildiği gibi bir gün yaşanır mı bilmem…
Ama çanak şeklindeki Samsun’un bir gün sulara teslim olacağı savı yeni değil.
Küçücük bir çocuktum daha…
Ellerinde büyüdüğüm anneannem ve büyükbabamla beraber yaşıyorum.
Büyükbabam Samsun’da herkes tarafından saygı gören bir din ve ilim adamıydı.
İslamiyet’i tüm kurallarıyla tavizsiz savunan büyükbabam aynı zamanda modern dünyaya ayak uydurmayı bilen, tam bir Atatürkçü idi.
Ben O’nun evden sokağa adım atarken takım elbisesini giymeden,
Fötr şapkasını takmadan,
Gümüş bastonunu eline almadan çıktığına hiç şahit olmadım.
Yani öyle sıradan bir Oflu hocası değildi.
Bazen çok büyük boyutlu, ciltli kitaplarını açar, bana orada dünyanın varoluşuna, peygamberlerin gelişine ve dünyanın yok oluşana dair resimli bilgileri okuduğunu hatırlarım.
Samsun içinse, yine o kitaptan bir resimli yazı gösterip;
‘Samsun yok oluşu, bir gün sular altında kalmak olacak evlat’ derdi.
Aradan 60 yıldan fazla zaman geçmiş.
Şimdi bakıyorum aynı sav, modern terimler ve tariflerle yine gündemde.
Bu bir marifet midir bilmem!
Bir işime yarar mı, onu da…
Ama Samsun’un sular altında kalacağı savını ben 60 yıl önce dedemden duydum ve öğrendim.
Eh, bu ülkeyi ele geçirenlerin boyunduruğu altında kalmaktansa…
Sular, seller altında kalmak evladır.