DOST Meclisi’nde konuşulan konulardan biri son günlerde, belediye başkan adayları…
Daha geçen gün Atakum’da sağlık polikliniğinden çıkarken karşılaştığım, Atakum Esnaf ve Sanatkârlar Kooperatifi Başkanı Metin Sinecek ile aramızda geçen kısa konuşmada aynı mealdeydi.
Sinecek ne zaman beni görse;
‘Abi bu sene aday ol artık’ der.
Ben de her seferinde aynı cevabı veririm.
‘Metin bizi aday yapmazlar kardeşim!’
Günün siyasi yapılanmasında oluşan algı şu;
Siyasi parti mensubu olmayanın aday olma hakkı yoktur.
Çünkü partilerin içine çöreklenmiş kişiler bu titri kendileri tahsis edilmiş makamlar olarak görürler.
Genel seçim zamanı, vekillik.
Yerel seçim zamanı, başkanlık onlar içindir.
Çünkü çok çalışıp partilerinin başını göğe erdirmişlerdir!
Siyaset dışında bulunan akil adamlar böyle düşünmüyor tabii…
Birileri dışarıda kaldığı için içeride yer tutmuş molanlar her türlü makamı kendileriyle özdeşleştiriyorlar.
Böyle olunca da, her seçim sonrası yeni arayışlar söz konusu oluyor.
Bu şekilde gelişen siyasi dünyamız içinde birçok değerimizin yok olup, gittiğine şahit oldum yıllardır.
Hal böyle olunca da genelleme yapmak yanlış ama çoğunlukla menfaat dünyasının içinde yer alanların makam ve mevkilere talip olması doğal hale geliyor.
Doğrusu hangisi, halkın tercihine kalmış…
Elbette siyasi dünya içerisinde olup halk hizmeti için kendilerini yetiştirmiş olanlar vardır.
Buna itirazım yok.
Ama siyaset dışında kalmış ve siyaset yapma imkânı bulamamış değerleri de dışlamamak lazım.
Partiler tek bir aday çıkartmak yerine aday olan herkesi halkın teveccühüne sunmalı.
Halk da kimi istiyorsa ona oy vermeli.
Sonuçta en çok oyu olan aday olarak halkın tensiplerine sunulmalı.
Tabii benim söylediğim bugünün siyaset anlayışında kabul görecek bir şey değil.
Çünkü her dönem olduğu gibi bu dönemde suyun başını tutanların ve siyaset güç meleklerinin dediği olacak.
Bizler de bir sonraki dönem için gerçekleşmeyecek düşüncelerimiz için hayal kurmaya devam edeceğiz.