DÜN eski bir dost aradı beni.
Yıllarımız beraber geçti.
Samsunspor’da beraber görev yaptık.
O, antrenör olarak…
Ben önce sporcu, sonra yönetici olarak…
Önemli bir kaderi paylaştık.
O günleri yakından izlemeyen bizim muhabbetimize asla ortak olamaz.
Bugüne kadar olamadı da…
Şendoğan Çakmaker’den bahsediyorum.
Namı diğer;
Kasap Şendoğan.
Futbolculuğu acımasızdı belki ama bir yönü var ki tartışılamaz!
Samsunluluğu ve Samsunsporluluğu…
Benim hassasiyetlerimi bildiği için ara sıra arar.
Yazdıklarımı konuşuruz.
Söz etmediklerimi…
Etmediğim derken edemediğimden değil,
Yazsam anlamak isteyenin çıkmayacağını bildiğimden…
O da buna takılmış zaten.
Kültür ve Turizm Bakanı’nın Samsun’a geliş gidişinden beklediğimiz haberi alamamış olmamızın sebeplerini…
Herkes biliyor aslında.
Samsun ve menfaatleri herkesin demeyeyim de çoğu kişinin umurunda değil.
Bakan gelip, kentimizin Kültür Yolu Festivali’ne takılmamış olması kaç kişiyi ilgilendirdi sahi?
Kaç kişi bundan hicap duydu?
Kaç kişi bunu kendine mesele yaptı?
Bu üzüntüyü ve hicabı halk gösteremese, belli etmese anlarım.
Ama koca bakan Sayın Mehmet Muş’un davetiyle gelmişken, Samsun istediğini alamamışsa bundan kendini eksik hissetmesini gerekenler yok muydu?
Vekil rozetini takıp, gerdan kıvırmak kolay!
Hiçbir işe yaramadan bakanın yanında poz vermekte...
Siz bakana;
‘Bize istediğimizi vermezseniz, sizi göndermeyiz!
Göndermeye kalksak bu halka anlatamayız!’ demeyi hiç düşüncelerinize katabildiniz mi acaba?
Bu kentin makus talihini nasıl yeneceğimiz öğrenmedikten ve siyasilere gerekli dersi veremedikten sonra,
Ellerimiz daha çook boş kalır, BOŞ!