YILLAR öncesinin bataklık alanı…
Şehir gelişip genişledikçe kentleşme adına elden çıkartılmasına göz yumuldu, o alanın 19 Mayıs Stadyumu açıldığında imar paftalarında Gül-San Sanayi Sitesi’nin inşa edildiği alanın önemli bir kısmı, o zamanki adıyla Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne aitti.
70’li yılların sonunda bir kooperatif kuruldu.
İlk başkanı rahmetli Mustafa Yavuz’dur.
Sırasıyla başkanlık yapan tüm kişileri tanıyorum.
İlk projesi 400 dükkan olarak planlanmıştı.
Kemal Vehbi Gül’ün, Samsun Belediye Başkanı olduğu yıllara rastlar temeli…
Biraz o bölgede inşa edilecek sanayi dükkânlarının iştah kabartan rantından…
Biraz dükkân sahibi olmak isteyenleri talebi nedeniyle planlanan dükkânlar yetmedi.
Hal böyle olunca iki kez plan tadilatı ile Beden Terbiyesi’nden yer alınarak inşaat sahası genişletildi.
Yapım işini üstlenenler arasında olduğum için serüveni iyi biliyorum.
Deniz seviyesinin alt kotunda olduğunu bile bile yapılan kanalizasyon sisteminin çalışmayacağı daha o günlerden belliydi.
Ne zaman güçlü bir yağmur yağsa bölge ve dükkânlar hep su altında kaldı.
Etraftaki yapılaşma arttıkça da kanalizasyon sistemlerinin o bölgedeki atık taşıma kapasitesi yetersiz kalmaya başladı.
Sonunda Gül-San Sanayi Sitesi’ndeki dükkânların kamulaştırılarak, Toybelen’de inşa edilecek yeni yerinde konuşlanmasına karar verildi.
Toybelen’deki inşaat neredeyse sonlanmak üzere.
Bazı şikâyetler ve memnuniyetsizlikler olduğunu biliyorum ama Büyükşehir Belediyesi’nin kamulaştırma adına son olarak temin ettiği parayla yer sahiplerine hakları ödenecek diye biliyorum.
Buraya kadar olanı geçmişin hikâyesiydi.
Gül-San taşındıktan sonra şehrin merkezinde devasa bir faydalanma alanı hasıl olacak.
Elde edilecek alanda neleri yapılacağının projesi de hazır.
Bu proje kamuoyunun tartışmasına açılır mı bilemem ama Gül-San’ın hantal yapısının ve oradaki çirkin görüntünün ortadan kalkması Samsun vizyonu için olumlu olacak.
Her gün çevre yolundan geçen binlerce araçtan bu ucube görüntüye şahit olanların Samsun hakkındaki bazı olumsuz düşüncelerden arınacağı muhakkak.
Dolayısıyla Gül-San’da mutlu sona doğru giderken, şehircilik ve çevre adına da mutlu bir sonla karşılaşacağımızı düşünmek sevindirici.