Geçen hafta Giresunspor yenildi, liderlik fırsatı ayağımıza geldi ama Adana Demirspor'a yenildik hem de ezildik!
Bu haftaya başladığımızda ah keşke Giresunspor yine yenilse de biz de deplasmanda da olsa Altınordu'yu yeneriz diye yeni hayal kurarken, hayalimizin ilk ayağı gerçek oldu.
Giresunspor kendi sahasında yenildi.
Şimdi sıra bizde. Altınordu'yu yeneriz, liderliğe otururuz dedik.
Demez olaydık.
Ne bileydik adını bile unuttuğumuz Gökhan Alsan'ın ilk on birde oynayacağını…
Ne bileydik daha 24. dakikada bizi on kişi bırakmayı kafasına koyduğunu…
Buna rağmen Samsunspor ilk yarının hakimi bir oyun sergiledi ama ikinci yarı rüzgar-fırtına Ertuğrul Hoca'yı Kubilay değişikliğine zorladı.
Çünkü takım on kişiydi ve Kubilay yerine koşan birine ihtiyaç vardı. Oğuz girdi oyuna.
Ama dedik ya rüzgar, fırtına, yağmur, gök gürültüsü on kişi kalan takımımızı o kadar zorladı ki...
Dje Dje sakatlanması ise işin tuzu biberi oldu.
Ama bunca olumsuzluğa rağmen, hava şartlarının aleyhimizde olmasına rağmen yine Samsunspor'dan gol umudum vardı.
Ne zamanki Nadir daha oyuna ısınmadan 72. dakikada direk kırmızı kart görüp takımı dokuz kişi bıraktı; dedim ki bir puan bile bize altın değerinde…
Samsunspor çok anlamsız, mantıksız ve akılsızca kendini oyundan attıran iki futbolcusunun kurbanı oldu.
On kişiyken de dokuz kişiyken de ezilmedi, hep galibiyeti düşündü.
Bu sahada hele dokuz kişiyle ne kadar iyi futbol oynanır ki…
Bu nedenle alınan bir puanı önemsiyorum.
Sonuna kadar bu şartlarda, o rüzgar ve fırtınada mücadele eden futbolcularımızı kutluyorum.
Fatih bey durumu çok güzel özetlemişsiniz. gökhan alsanın bu takımda yeri yoktur.