Dost görünen, dostuna kazık atan bir ülke.
ABD…
Doğal olarak kendi menfaatleri doğrultusunda hep hareket etti.
Sadece dost göründü.
Dostluk, müttefiklik öyle sözde değil özde olur.
Ama ne söz ne öz, sadece sözde dostluk.
FETÖ’den konsolosluk görevlisinin tutuklanmasının ardından Türk vatandaşlarına vize verilmeyeceği açıkladı.
Türkiye aynı şekilde cevap verdi.
Geri adım yok.
Dünya 5’den büyük.
Diplomatik hamleler.
ABD’nin vize vermediği Suriye, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen’in yanına Türkiye de eklendi.
Aslında tutuklama bahane edildi.
Bu işin altında malum hepiniz tahmin ediyorsunuz, Türkiye’nin kendi güvenliği için başlattığı Suriye, Irak hamleleri var.
Planları alt üst oldu.
Türkiye, Rusya ve İran yakınlaşması onları da rahatsız etti.
Olaya şöyle de bakmak lazım, öpülmeyi mi beklemedik.
Türkiye doğru bir kararla ilerliyor.
ABD'nin vizeleri durdurmasına simetrik yanıt vererek bir işaret gönderdi.
Vize konusu, ülkeler arasında her zaman bir işbirliği meselesidir.
Türkiye'nin verdiği karar, ABD’nin tutumları nedeniyle ilişkilerini azaltmak istediğinin göstergesi.
Bu düzelmeyecek anlamında değil, ABD’nin yine tutumuna bağlı.
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD-Türkiye ilişkileri ilk defa bu düzeye geldi.
ABD İYİ DOST OLMADI
İlişkilere geçmişten günümüze bakmak gerekli.
Hep menfaat.
1795 yılında Osmanlı Devleti, işgale kalkışan ABD’yi Kuzey Afrika Eyaletleri Tunus ve Trablusgarp’da yendi.
1796 yılında Osmanlı Devleti Eyaletleri-ABD ile Trablus Antlaşmasını imzaladı.
Ardından 1801 Birinci Berberi Savaşı çıktı.
ABD ile Osmanlı Devleti'nin Kuzey Afrika eyaletleri arasında karşılıklı savaş ilan edildi, bu savaşlar 4 yıl sürdü.
Savaş içinde geçen yıllar.
Sonra…
Kurtuluş Savaşı sırasında işgalci devletlerin yanında yer alan ABD, işgale donanmasıyla destek verdi.
İşgal boyunca ağırlıklı olarak tarafsız bir rol oynadığını söylese de Samsun gibi deniz kıyısındaki kentler bombalandı.
19 Ocak 1919 tarihinde İstanbul'da bulunan İngiliz, Fransız ve İtalyan Yüksek Komiserlerinin Türk yönetimine vermiş oldukları nota ABD tarafından desteklendi.
Mücadele sırasında kirli oyunları sürdü.
Lozan Barış Konferansı sırasında imzalanan ikili antlaşma ile iki devletin ilk diplomatik ilişkisi başladı.
Türkiye kritik bir noktadaydı.
İlişkiler pekişti.
Hatta ABD'nin kuruluşunun 150. yıldönümü nedeniyle 1926 yılında Türkiye'de basılan posta puluna Başbakan İsmet İnönü ve ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in fotoğrafları bile konuldu.
Türkiye II. Dünya Savaşı'nın son aylarında Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin yanında yer alarak Almanya'ya savaş ilan etti.
II. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ile birlikte Soğuk Savaş yılları başladı.
Türkiye Sovyetler Birliği'ne karşı ABD’nin yanında yer aldı.
1952 yılında Türkiye NATO'ya katıldı.
1954 yılında ABD'ye İncirlik Hava Üssü'nü kurma izni verildi.
Bu üs Soğuk Savaş, I. Körfez Savaşı ve Irak Savaşı'nda Türkiye'nin izni ile kullanıldı.
Halen Türkiye'nin 16 noktasında ABD’nin askeri üsleri bulunuyor.
Yine 15 farklı noktada ise NATO radarları var.
5 farklı noktada da ABD'nin füze ve nükleer bomba kontrol merkezleri konuşlandı.
İzmit, Balıkesir, Eskişehir, Konya, Ankara, Malatya ve Erzurum'da ise ABD'ye ait nükleer silah depoları yer alıyor.
ABD’de Türkiye’de de büyük etkinlik sağladı.
İşine gelmediğinde darbeleri, muhtıraları organize etti.
1980'li yıllarda ilişki daha da arttı ama ABD Ermeni ve Kıbrıs sorununda Türkiye karşısında oldu.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal I. Körfez Savaşı sırasında ABD ile dayanışma yaptı.
Türkiye, Irak petrollerini taşıyan Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattını kapattı.
Demirel ve Çiller hükümetleri savaştan sonra NATO tarafından Kuzey Irak'ta uygulanan uçuş yasağına destek verdi.
11 Eylül saldırıları sonrasında Türkiye, ABD'ye terörizme karşı yaptığı mücadelede destek vermeye devam etti.
ABD'nin 2003 yılında 1 Mart tezkeresi kabul edilmedi.
İşgale Türk topraklarının kullanılmasını izin verilmemesiyle ABD ile ilişkiler soğudu.
ÇUVAL GEÇİRDİLER
4 Temmuz 2003’de Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde karargah kuran ABD, peşmergelerle birlikte 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun başına çuval geçirdi, alıkoydu, sorguya aldı.
Hepimiz büyük tepki göstermiştik.
Sonradan ABD’den özür geldi ama bu olay hiç unutulmadı.
ABD’nin oyunu bitmedi.
Bölgeyi kan gölüne çevirdiler, dost görünüp kuyu kazdılar.
İsrail’in Filistin işgalinde çözüm aranırken Türkiye Filistin’i destekledi, ABD bu olaylarda İsrail'i savundu.
Suriye konusunda Türkiye güvenli bölge kurulmasını talep etti, ABD ilk başta destekler açıklama yaptı peşine çark etti.
10 Ekim 2007 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi'nin Dışişleri komisyonu, 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelendiren tasarıyı kabul etti.
Türkiye’nin büyük tepkileri üzerine temsilciler meclisinin genel kurulunda tasarı kabul edilmedi.
Türkiye’nin tüm ikaz ve uyarılarına rağmen düşmanımız olan PYD-YPG ile ABD işbirliği yaptı.
15 Temmuz hain darbe girişiminin başındaki terör örgütü lideri Fethullah Gülen ve diğer FETÖ üyeleri teslim edilmedi.
Hain darbe girişiminin perde arkasında ABD’nin ajanlarının da olduğu net görüldü.
Geçmişten günümüze hep ABD’nin menfaatleri ön plana çıktı.
Türkiye’nin sadece susması, boyun eğmesi beklendi.
Artık o günler geride kaldı.
Önemli olan geleceğimiz…