Bu yazıyı 9 Haziran'da yazdım.
Sabah yola çıktığımda Mağusa Limanı çalıyordu radyoda.
Aybüke öğretmenin şehit edilişinin yıl dönümüydü.
Bu türküyü her dinlediğimde burnumun direği sızlar.
Ne umutla yetiştirilmiş evlatlar, ne hayalleri vardı.
Çocuklara dokunmak, onlara hakikati anlatmak için yollara düşmüş nice insan Aybüke öğretmen gibi hayatları ile bedel ödedi. Belki de onları hedef alanların en çok düşman olduğu şey de buydu. Yıllardır üzerinde tepindiği, istismar edebildiği mevzu da buydu.
Allah hepsine gani gani rahmet eylesin.
Burada şu konuya girmek zorundayım.
Biliyoruz ki, devlet öğrenen ve gelişen bir organizma. Gelişen ve öğrenen yapılar hata yapar. Hatayı filtresiz herkese yapar. Klasikleşmiş ama bir o kadar doğru sözü de edeyim; bu coğrafyada hatalar oldu ve maalesef herkese oldu. Yine de al bayrağın altında her yurttaş devleti baba bilip şerefi ile yaşadı.
Güçlü devletler eksik tarafları ile yüzleşir ve bu bir özgüven göstergesi, büyük devlet olma nişanesidir. Biliriz ki devlet her bir ferdinin yarasını dinler ve merhem olur. Anadan doğma hakları tartıştırmaz.
Devlet bir tek kişi ile barışmaz, barışamaz.
Kendisi ile "barış" gibi süslü cümlelerle konuşup hiçbir iyi niyeti olmayan, istediğini versen de asla istekleri bitmeyecek olan ekollerle barışamaz.
Devlete "sen de silah bırak" diyenlerle barışamaz.
Siyasi uzantıları ve kendi varlık iddiaları ile sosyalist olduğunu iddia edip bütün emperyalist güçlerin gerek siyasi gerekse lojistik açıdan uşağı olmuşlarla barışamaz.
Öğretmenine, doktoruna, askerine kurşun sıkanla barışamaz.
Aksine devlet, birilerinin bu iddia ile kendi uzantısı zannettiği ve aslında en büyük kötülüğü yaptığı her bir ferdi sonuna kadar dinler ve 80 milyonun eşit yurttaş olduğu duygusunu iliklerine kadar hissettirir.
Muhatap vatandaştır, her bir bireydir. Hiç kimsenin nüfus cüzdanı dışında ayrıcalık hissedeceği hiçbir kartviziti yoktur. Devlet bu duyguyu başardığı gün tüm mevzilerdeki sorunlar çözülmeye başlayacaktır. İstismar kapıları bitecektir. Sorunların çözümü için olur olmaz kişileri muhatap almanın lüzumsuzluğu son bulacaktır.
Devletin bu duygu ile memleketin her bir yöresine gönderdiği Aybüke öğretmenler var olsunlar. Onlar yaşasınlar ve memleket aydınlansın, huzur bulsun.