Bir kulübün gündemi maçtan çok öncesinde yaşanan gelişmelerde olunca sahaya nasıl bir oyun çıkacak merak konusuydu.
Takım içerisindeki sorun öyle fındık kabuğunu doldurmayacak kadar küçük de değil üstelik.
Para, başkan-teknik adam, teknik adam-oyuncu arasındaki problemler, karşılaşmanın önüne geçtiğinde sahaya farklı sonuçların çıkması olağan bir durum elbette.
Oyuncuların antrenmana çıkmaması, başkanın medya aracılığı ile hem bazı oyunculara hem de teknik heyete açık açık mesaj vermesi herkesi karşılaşmadan çok yaşananların iç yüzünü öğrenmeye itmişti.
Artık öyle bir çağda yaşıyoruz ki; “kol kırılır yen içinde kalır” atasözü anlamını yitiriyor.
Sosyal medyada kuyuya atılan bir taş, dalga dalga yayılıyor. Doğru ya da yanlış kimsenin umurunda bile değil.
Böyle bir atmosferde oynandı Bursaspor maçı.
Maç öncesi Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’ın yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamalar ise iplerin ne kadar gerildiğini anlatıyordu bize.
Maç tüm bu yaşananlara rağmen bilindik bir tempoda başladı.
Ön alan baskısı ile ilk dakikalarda gelen gol takımı rahatlattı.
Yılport Samsunsporlu oyuncular, Menemen maçının aksine golden sonra skoru korumaya değil farkı artırmak için ön alandaki baskısına devam etti.
Djedje’nin temposu, Saviceviç’in öndeki hareketliliği, kenarlarda Hamroun ve Yasin’in istekli oyunu, takımın soyunma odasına rahat girmesini sağladı.
Öyle ki ilk yarı rakibe tek bir ciddi atak şansı dahi vermedi Kırmızı-Beyazlılar.
İkinci yarıda da bölüm bölüm ortaya konulan istek, farkın açılması için yeterli oldu.
Şimdi sadece 3 maç kaldı. Bunları kazanıp rakiplerin puan kaybetmesini beklemekten başka çare yok…