DOĞRUDUR yazılacak çok şey var.
Eksik çok.
Kusur çok.
Yanlışlar diz boyu…
Ertelenenler…
Eğitimsizlik…
Ahlak yoksunluğu…
Beşeri insanlıktan nasibini alamama…
Sosyal toplum kurallarından uzaklaşma…
Hal böyle olunca göze batan insan hataları da çoğalıyor.
Sorun bakın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza;
‘Avrupa ülkelerinde cezalar inanılmaz ve uygulanmadığı hiç kimse yok’ derler.
Neler mesela?
Avrupa’da dörtlüleri yaksanız da yayaların kullanmasına tahsis edilmiş kaldırımlara aracınızı park edemezsiniz.
Kırmızı ışıkta geçmenin cezası çok ağırdır.
Trafikte diğer bir sürücü ile tartışmak için aracınızdan inemezsiniz.
Seyir halindeyken aracınızın camını açıp herhangi bir çöp atamazsınız.
Memur görmese arkanızdaki sürücü sizi ihbar eder ceza makbuzunuzu gözünüzün içine sokarlar.
Komşunuzu rahatsız edemezsiniz.
Yüksek sesle konuşamaz, müzik çalamazsınız.
Yolda veya kaldırımda yürürken yerlere çöp atamazsınız.
Zaten atmazlar da…
Çünkü daha çocukken ailede başlayıp okulda devam eden eğitim süresince herkese sorumlu bir vatandaş ve beşeri bir insan olmayı öğretirler.
Yani orada kaldırımlarda çitlenip atılmış kuruyemiş kabukları ve içildikten sonra atılmış sigara izmariti görmek mümkün olmaz.
Peki ya bizde?
Bizde görmezseniz ayıp olur zaten.
Çünkü medeniyetten nasibimizi alamamışızdır.
Almaya da niyetimiz yoktur.
Şimdi bana Atakum’daki Medical Park Hastanesi’nin önündeki kaldırımların sigara izmaritleri ile dolu olduğuna dair şikayetler geliyor.
Temizleyin, bir saat sonra aynı pisliği yeniden görürsünüz.
Aile eğitmiyorsa.
Eğitim verilmiyorsa.
İnsanların medeni insan olmak gibi bir dedi yoksa.
Yazmasına yazayım da.
Kadı misali;
Kimi, kime şikâyet edeyim!