Her maçın farklı bir hikayesi olur. Farklı oyuncular karşı karşıya gelir, belki kadroda ve ilk 11’de değişiklikler olabilir. Hakem farklı olur, saha-stat farklı olabilir, maç içerisinde erken gol, sakatlık, kaçan goller, kırmızı kart ve bunun gibi birçok farklı hikayeler yazılabilir maçlarda.
Ama Samsunspor’un sezon başından beri ligin yukarısındaki takımlarla yaptığı maçlara bakıyoruz. Sanki hep aynı filmi izler, aynı hikayeyi okur gibiyiz.
Aynı oyun düzenleri, önde olup berabere kaldığımız maçlar ya da geri düşüp döndüremediğimiz müsabakalar…
Mesela bu hafta oynanan Sarıyer maçı gibi. İstanbul’daki ilk maçı hatırlarsak, o maçta da Samsunspor 1-0 öne geçmiş, daha sonra 2. golü bulup farkı açamamış, rakip kırmızı kart görmüş ve maçın son dakikalarında yenilen golle 1-1 berabere kalınmıştı. Samsun’daki maça gelince; bakıyorsun aynı hikaye, 1-0 öndesin 2. golü bulup rahatlayamıyorsun, rakip son dakikalarda attığı golle beraberliği yakalıyor, kırmızı kart görüyor ve maç 1-1 berabere bitiyor.
Mesela Sancaktepe maçlarına bakıyorsun. İki maçta da oyuna iyi başlıyorsun, maçın başlarında ataksın, pozisyonlar kaçırıyorsun ama golü yiyor geri düşüyorsun. Maçın 2. yarısı panik hamleler yapıyorsun, doldur boşaltla geçen son yarım saat ve iki maçtan da mağlup ayrılıyorsun.
Kastamonu maçları ilk maç 1-0 sahanda sen yeniyorsun, 2. maç iyi başladığın oyunda golü bulamayıp geri düştüğün maçı çeviremiyor, son dakikalar doldur boşalt ve 1-0 deplasmanda Kastamonu’ya mağlupsun.
Sakarya ile deplasmanda oynadığın maçta iki defa oyunda öne geçiyorsun ama skoru koruyamayıp 2-2 berabere kalıyorsun. Keçiörengücü maçı deplasmanda 1-0 öndesin skoru koruyamayıp 1-1 berabere kalıyorsun.
Bakıyorsun yukardaki takımlarla oynanan maçlarda genelde hep aynı filmi izler gibiyiz. Maçlara iyi başlayan bir Samsunspor ama sonunu getiremeyen bir Samsunspor.
Hocalarda değişse, 11’lerde değişse sonuç hep aynı. Çünkü belli bir oyuncu grubuyla belli bir kalıpta oynadığın oyun var ve de maalesef ön bölgede kim oynarsa oynasın iki farkı yapıp maçı alıp götürebilecek hücum oyuncu kaliten yok.
Peki, ligin bitimine kaldı 4 hafta. Birinci olarak çıkma şansın çok az, sen yensen bile 4 maçı rakiplerin puan kaybını beklemen lazım. Eğer büyük sürprizler yaşanmazsa gözüken play-off oynayacağız.
Muhtemelen son şansın play-off olacağına göre İsmet hocanın şu son 4 hafta ideal kadrosunu bulup, gerekli dersleri alarak, play off’a en güçlü takımı taktiği ile çıkması lazım. Play-off maçlarının hikayesi ligden çok farklı olur, biz artık aynı hikayelerin değil, zafer hikayelerinin yazılmasını bekliyoruz.