Hafta sonu, yorulan zihni boşaltmak amacıyla,
Başkent Ankara'ya bir kaçamak yapıp,
Beyni rahatlattık ama bedeni epeyce yorduk…
Şimdi;
Yeniden "Gerçek Adalet Olsaydı?" deyip,
Adalet üzerine biraz kafa yoralım...
*****
Evet, Terme Adliyesi’ndeki bir kararda kalmıştık.
Savcı beyin güzel ve alımlı avukat eşine,
Terme Cumhuriyet Meydanı’ndan karşıya geçerken,
Araç içinden 4 amele bakmış,
İddiaya göre "Ah, ahh.." ve "Lan" demişler,
Tanık bayan bunu doğrulamış,
Ameleler "Yapmadık" diyerek, isnadı red etmiş,
"Hiç Jandarma'nın önünde böyle bir şey yapılır mı?",
"Kamera kayıtlarını inceleyin, varsa bir suçumuz, bizlere en ağır cezayı verin" bile demişlerdi...
*****
Meydanın MOBESE ve bankaların kamera kayıtlarından,
Bir şey çıkmamış olacak ki,
Delil kısmında Akbank'ın kamera kayıtları yazılsa da,
Karar gerekçesinde, kamera kayıtlarından hiç bahsedilmemiş,
Yani, kamera kayıtlarının karara etki edecek,
Delil özelliği bulunamadığı anlaşılıyor...
Bu durumda, müştekinin beyanı ile,
Tanığın beyanı, hükme esas alınmış,
Sanıkların birbirini teyit eden savunmaları,
Kaale dahi alınmamış...
*****
Amelelerin parası olmadığı için,
Avukat tutamamışlar,
Haklarını bilmediklerinden,
Baro'dan da avukat istememişler,
Müşteki, tanık ve sanıkların ifadeleri ardından,
Hemen hüküm kurularak,
Dört sanık hakkında adli para cezaları verilerek,
Adli para cezalarının miktarı bakımından,
Olağan kanun yolları kapalı, kesin hükümle,
Cinsel taciz ve hakaret suçlarından mahkum edilmişler,
Karar kesin olduğundan, bu suçlar sabıka kayıtlarına geçmiş,
Artık cinsel taciz suçundan da sabıkalıdırlar...
*****
Yargılamayı yapan hakim,
Müşteki ve tanık beyanlarını esas alarak,
Karar vermeden önce, sanıklara,
"Müştekiye, hepiniz rahatsız edici şekilde baktınız mı?",
"Hanginiz, müştekiye "Ah, ahh..." dedi",
"Kim, "Lan" dedi, kime dedi?" diye, sormamış,
Dört ameleye de, vermiş aynı cezayı...
Oysa ki, Ceza Yargılama Hukukumuzun en önemli ilkelerinden biri,
"Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği" ilkesidir.
Yani, suç işleyene ceza verilmesi,
Suç işlemeyene ceza verilmemesidir!!!
*****
Bir erkeğin, bir bayana bakması,
Türk Ceza Kanunu’nda suç sayılmamaktadır.
Cinsel taciz suçu, söz atma ile oluşur,
Temas halinde, cinsel istismar suçu vardır.
Anlık ellemek, makas almak gibi eylemler,
Basit cinsel istismar suçunu oluşturur...
Şimdi, müşteki ve tanığın beyanlarını hükme esas kabul edip,
Oluşa ve kabule bakarsak, ceza vermek için,
Arabanın içinden kimin "Ah, ahh..." dediğini,
Tespit etmemiz gerekli ve zorunludur,
Yani, aynı anda, dört amelenin "Ah, ahh..." demeyeceği,
İçlerinden birinin bu sözü söylediğini kabul ile,
Bu kişinin hangi kişi olduğunu belirlememiz,
O kişiye ceza vermemiz, Adalet ve Kanun gereğidir.
Sözle sarkıntılık yapanı belirleyemiyorsak,
Ortada şüphe vardır ve ŞÜPHE SANIK LEHİNE YORUMLANIR,
Sanığın belirlenemediği durumda verilecek karar,
BERAAT kararı olmalıdır.
"Lan" sözü, bir bayana söylenmiş bir söz olamaz,
Çünkü argoda "Oğlan" anlamındadır.
Bir bayana "Lan-Oğlan" denilmesi mümkün olmadığına göre,
Büyük ihtimalle, araçtaki dört ameleden biri,
Yanındaki arkadaşına, sözünün başında, "Lan" demiştir.
Burada "Lan sözünün, müştekiye karşı söylendiğini kabul edersek,
O zaman yine, kim tarafından söylendiğinin tespiti, belirlenmesi gerekir.
Aksi takdirde, her dört ameleye birden, topluca,
İçlerinden biri veya ikisinin söylediği, "Ah, ahh..." ve "Lan" sözleri nedeniyle,
"Cinsel Taciz" ve "Hakaret" suçları nedeniyle, ceza verir isek,
"Şüpheden sanık yararlanır." ve "Ceza Sorumluluğu şahsidir." ilkelerini ihlal eder,
Adaletsiz şekilde davranmış oluruz.
Gerçek adalet, adaletsiz şekilde davranmamak,
Suçu ve suçluyu hiçbir kuşkuya yer vermeksizin saptamak,
Sonra da cezalandırabilmektir.
Birçok davada birlikte, çalışma onur ve gururunu taşıdığım,
Prof. Dr. Av. Faruk Erem'in dedikleri gibi,
"Adalet asıl suçluyu bulamadı diyelim. Hiç olmazsa suçsuzu cezalandırmasın."
"Adalet, öldürmeye karar verirse, mutlaka öldürür."
"İki kişi ateş eder, kimin öldürdüğü belli olmazsa, ikisine de ceza verilir, ceza biraz azaltılır. Bu kuralın haklı olup olmadığını bu olaya kadar çözememiştim. Haksızmış. Suçluyu bulmak Devletin görevi değil mi? Bulamadı diye neden, birinin suçsuz olduğunu bildiğimiz halde ikisine de ceza veriyoruz (!)."
Bir başka hikayeye kadar.
Kalın sağlıcakla…