Kalpazan babası ve geçmişi,
Çok kez yüzüne vurulmuştur Diyojen'in…
Bir seferinde, topluluk içinden biri,
Diyojen'e kalpazanlıkyaptığını söyleyince,
"Evet, bir zamanlar sizlere benzemem lazım gelmişti fakat şimdi siz benim olduğum hale asla gelemezsiniz" diye cevap vermişti.
*****
Biri, onun sefil haliyle alay etmek için,
"Felsefenin ne yararını gördün?"diye sormuştu,
Diyojen ona, "Talihin cilvelerine karşı, hazırlıklı olmayı öğrendim"demiştir.
Bir gün adamın biri, çevresinde toplanan kalabalık kitleye,
Abartılı şekilde gök aleminden bahsediyormuş,
Kalabalığın içinden sıyrılan Diyojen, adama yaklaşmış, "Gökten ne zaman geldin?" diye sormuş,
Adam öylece kalmış...
Diyojen, ancak görülebilen ve mevcut şeylerden söz edilmesini,
Bunun dışında hakikat olmadığını anlatmış, ömrü boyunca...
*****
Tanrılarla, çok dalga geçermiş Diyojen,
Bir gün Atina'da< bir okula girmiş,
Orada öğrencilerin yanı sıra,
Birçok tanrı heykeli de varmış,
Öğretmene dönerek,
"Oh, oh, Tanrıları da sayarsak epey öğrenciniz varmış"demiş.
*****
Bir gün birisi Diyojen'e,
"En şiddetli ısıran hayvan hangisidir?"diye sormuş,
Diyojen, "Vahşi hayvanlardan, insanın gıyabında konuşanlar,
Evcil hayvanlardan, dalkavuklar" diye cevap vermiş...
Yine bir gün, birisi Diyojen'e,
"Dünyada en fena durum nedir?"diye sorunca,
"Hem ihtiyar, hem fakir olmaktır"demiş, Diyojen.
Birisi, "Adam ne zaman evlenmeli?" diye sormuş,
Diyojen'de, "Genç ise, zamanı gelmemiştir,
İhtiyar ise, vakti geçmiştir" demiş...
Diyojen, bir gün sokakta oturmuş,
Bayat bir ekmek parçasını yiyormuş,
Yoldan gelip geçenler Diyojen'in başına toplanmışlar,
Ona "Köpek" diye hakaret ediyorlarmış,
Diyojen birden ayağa kalkmış
"Köpek sizsiniz, bayat ekmeğimin etrafını sardınız" demiştir.
*****
Bir gün öğretmenler Diyojen'e
Kendilerini övmesi için olanak sunup,
"Yunanistan'ın neresinde akıllı adamlar gördün?" diye sormuşlar,
Diyojen, "Isparta da pek çok çocuk gördüm fakat hiçbir yerde adam göremedim." diye yanıt vermiş...
*****
Bir gün Diyojen, üst üste yığılmış,
İnsan kemiklerinin içinde bir şey arıyormuş,
O sırada oradan geçmekte olan Büyük İskender,
Diyojen'e takılmış, "Ne arıyorsun orada?" diye sormuş,
Diyojen, "Babanızın kemiklerini arıyorum,
Ama hangisinin babanıza,
Hangisinin kölelere ait olduğunu kestiremiyorum"demiştir.
*****
Bir gün Diyojen, Atina sokaklarında,
"Adamlar, Adamlar" bağırarak,
Kent Meydanına doğru yürüyormuş,
Halk hemen etrafına toplanmış,
Biri "İşte geldik, ne var?" demiş,
Diyojen, "Ben adamları çağırıyorum." diyerek,
Sopasıyla onları kovalamış...
*****
Bir gün Diyojen kent meydanında,
Bir kaidenin üzerine çıkmış,
Çok ciddi ve faydalı bir nutuk veriyormuş,
Ama gelen, geçen çok sayıda insan olduğu halde,
Kimse onu dinlemiyormuş,
Diyojen, birden nutuk vermeyi bırakmış,
Şarkı söylemeye başlamış,
Halk hemen başına üşüşmüş,
Diyojen şarkıyı kesmiş, başına toplanan halka,
"Siz sadece eğlence ararsınız,
Hiç doğru söz dinleme zahmetine katlanmazsınız." diyerek,
Onları azarladı...
*****
Büyük üstada sordular,
"Yeryüzünde en iyi şey nedir?"
"Hür olmak."dedi,
"Altın neden sarıdır?"diye sordular,
"Kıskananı çoktur da ondan."dedi,
Bir gün bir eşkıya, fakir olduğu için ona hakaret etti.
Diyojen, hiç kızmadı; sadece,
“Bir adama, fakir olduğu için,
Hakaret edildiğini hayatımda hiç görmedim;
Ama pek çok insanın hırsızlıklarından ötürü,
Asıldıklarını gördüm.” dedi.
*****
Daha güzel bir dünyayı yaşamak için,
Ara sıra Diyojen'i de anın...
Kalın sağlıcakla.