Ne sosyal medyayı kullanmasını bilirim,
Ne de;
Elektronik ortamdan işlem yapmasını...
Vatsap olayını dahi, daha yeni yeni çözmeye çalışıyorum...
Beceriksizliğimden değil,
İsteksizliğimden!..
Dün;
Çok uğraştım!..
Ekrem İmamoğlu'nun aşında tuzum olsun diye!..
Olmadı...
Ne yaptıysam 20 TL'lik bağışı internet ortamından gerçekleştiremedim...
Araya girenler bile oldu...
Ağbi,
T.C. numaranı yaz,
Ağbi,
Cumhuriyet Halk Parti'sine göndermeyi unutma!!!!!..
Mücadeleyi bıraktığımı zannetmeyin!..
Bugün ne yapıp yapıp,
HER ŞEYİN ÇOK GÜZEL OLMASI İÇİN elimden geleni yapacağım!..
T.C. vatandaşı olarak,
Yapmak zorundayım!..
Çünkü;
Benim dedem,
'ÇILGIN BİR TÜRK'TÜ...
Ben de öyle!!!!!..
Neyse, fazlaca lafı dolandırmak istemiyorum!..
İmamoğlu'na karşı yapılan haksızlığın bedeli bana 20 TL olarak yansıyorsa,
Ben bunu seve seve ödeyeceğim!..
Hele hele dün, Soner Yalçın'ı okuduktan sonra!..
Kat be kat fazlasını da ödemeye razıyım!..
YETER Kİ;
Benim memleketimde DEMOKRASİ olsun...
Ve ben;
En az bir Alman köylüsü kadar şanslı olayım!..
Şimdi sizlere bildik bir hikayeyi anlatacağım!..
Bu hikaye,
Bu ülkedeki tüm siyasilerin ezberlemesi, DERS çıkarması gereken bir hikaye!!!..
'Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçiyor...
Orayı çok beğeniyor ve "Bana şuraya bir saray yapın" diyor...
Amcam kral ya!!!!..
Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen...
Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor.
– Buyurun?
– Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para?
– Satmıyorum ki ne parası?
– Saçmalama Kral istedi.
– Bana ne! Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki!..
Adamları gelip Kral’a diyorlar ki;
– Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. “Satmıyorum” dedi.
– Çağırın bakalım bana şu adamı.
*Değirmenci gelip, Kral’ın karşısında duruyor.
II. Frederick:
– Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para?
– Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!
– Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim.
– Sen koskoca Kralsın, paran çok. Git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!
II. Frederick ayağa kalkıyor;
– Unutma ki ben Kralım!
Değirmenci bakıyor ve diyor ki;
– Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var!..
Hiçbir güç,
hiçbir siyaset,
hiçbir iktidar KRAL bile olsa adaletten üstün değildir... Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz...
Orada oturamaz...
Potsdam’da Sansosi Sarayı!!!..
Saray ve değirmen yan yana...
Sonunda;
Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor...
Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor;
– Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?
II. Frederick diyor ki;
-"ADALET HER SABAH bana, SICAK BİR EKMEK kokusuyla geliyor."
EVET!!!..
Hiçbir güç,
Hiçbir siyaset,
Hiçbir iktidar KRAL bile olsa adaletten üstün değildir... Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz...
Orada oturamaz...
O yüzden;
GÜZEL GÜNLER BEDELİ HER NE OLURSA OLSUN ER VEYA GEÇ GELECEKTİR ARKADAŞLAR...