Yıl:2007
Dr.İsmet Akçay,
Büyük bir çaba harcayarak,
Samsun'a 'Baroklinik' adı altında 'Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi'ni kuruyor!..
Ve
"Karbonmonoksit zehirlenmesi, akut duman inhalasyonu, soba ve şofben zehirlenmeleri, yara iyileşmesinin geciktiği durumlar, termal yanıklar, kemik iltihabı, ani işitme kaybı, ani görme kaybı, ezilmeler, kopmalar, vurgun, hava veya gaz embolisi, gazlı kangren, yumuşak doku enfeksiyonları, aşırı kan kaybı, radyasyon nekrozları, beyin absesi, oksijensiz kalmaya bağlı beyin hasarı, kafa kemikleri, sternum ve vertebraların akut osteomyelitleri gibi hastalıklar." bu merkez sayesinde,
Samsun'da tedavi görmeye başlıyor!..
Kritik pozisyondaki hastalar,
Ankara-İstanbul yolunda heba olmuyor!..
Klinik;
Karadeniz'in tamamına hizmet veriyor ken,
Bir kadro yüzünden,
2010 yılında kapanıyor!..
O dönemler konuyu bir kaç kez gündeme getiriyorum!..
En azından;
Milletvekillerinin, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin olayı sahiplenmesini istiyorum!..
Nusret Sağlam;
Rektör beyle defalarca görüşüyor!..
Hatta;
Sağlam'ın girişimleri sonucunda kliniğin üniversite bünyesine alınması neredeyse kabul hale gelip,
yeri bile belirleniyor!..
Sağlam;
Teknik açıdan da yardımcı olmaya çalışsa da,
maalesef olay bir anda rafa kaldırılıyor!..
Burada;
Samsun bürokratından tutun da,
Yaşayan vatandaşına,
Siyasetçisine kadar herkesin ama hepimizin vebali var!..
Önceki akşam;
Samsun'da kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından,
7 aylık hamile kadın ile kocası hayatını kaybetmiş..
Evde kalan biri üç, diğeri 1.5 yaşındaki iki kardeş de
canlarıyla debelleşiyor!..
Çocuklar için;
'Burada yapılacak bir şey yok' diyen OMÜ Tıp Fakültesi,
Çareyi;
Ankara GATA'da arıyor!..
Uzmanlar;
Bu tür vakalarda, zamanın önemine değinerek,
Ambulansla GATA'ya gönderilen çocukların hayatta kalma şanslarının oldukça zayıf olduğunu belirtiyor!..
Peki;
Bahsi geçen 'Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi' olsay dı,
bugün bu çocuklar için böylesine bir endişe duyacak mıydık?..
Bir de düşünün;
Son üç yılda buna benzer vakalardan hayatlarını kaybedenleri!..
Sessiz, sedasız göçüp gidenleri!..
Şimdi gelin;
Kendi kendimize 'Neden' sorusunu soralım!..
Biliriz bilmesine cevabını da,
Yine de,
'Neden' diyelim!..
'Neden' basit!..
Birilerinin keyfi,
Bu milletin kaderi!..
Hepsi bu!..
Ahmet zehirlenmiş, Mehmet aşırı kan kaybetmiş,
birinin şeyine mi?..
Yeter ki;
Koltuğa bir dert gelmesin!..
Akış devam etsin!..