Deve dikeni!..
Kazananlar 'Birlik' çağrısı yaptı!..
Peki,
Ya,
Kazanamayanlar!..
Adem Bektaş gibi;
'Pire için yorgan yakmam' mı? dedi...
Veya diyecek!..
Bektaş'ın dudaklarından çıkan ses,
acaba içini yansıtıyor muydu?..
Süleyman Kaldırım!...
Hüseyin Dereli!..
İbrahim Sandıkçı!..
Tülay Kavraz!..
İhsan Kurnaz!..
Aynı temenni içerisinde olup,
'Küsmeden, kırılmadan' çalışacaklar mı?..
Çalışmış gibi mi, gözükecekler!..
Muhteşem 'Süleyman' ne yapacak?..
'Siyaset uzun soluklu bir yol' deyip,
Bir koltuk uğruna,
Olanı biteni mi unutacak!..
Yoksa;
'Derviş dervişin arkasına sırayla geçer' mantığı ile
intikam almanın peşine mi düşecek?..
Dünkü;
Yaşar Doğu fotoğrafı inşallah sararmaz!..
Görüntü;
Kimsenin pire için yorgan yakmayacağını veriyordu..
Ne diyelim;
İnşallah birliktelik daim,
Bakan Kılıç'ın;
Yusuf Ziya Yılmaz hakkında söyledikleri de, umarım birilerinin kulağına küpe olur...
Evet!..
Yaşar Doğu'da yaşanan renkli görüntünün ardında bambaşka bir olay daha vardı!..
Ben bu şehir de;
Gazetecilik adına çok şey gördüm, çok şey duydum!..
Çok şey de yaşadım...
Benim gibi;
Doğrusuna inandığı ve o yolda destek vermek adına kalemiyle taraf olanı da bilirim,
Altay kalecisi 'topu tuttu' diye, sahaya girip rakip takımın kalecisine dayak atan,
hakemin kafasında fotoğraf makinesi kıran gazeteciyi de...
Bilmediğim;
Duymadığım,
Duyup da inanamayacağım,
Bir bürokrata,
Bir siyasetçiye veya belediye başkan adayına çiçek atan gazeteciydi...
O da oldu!..
Yaşar Doğu'da;
Sahneye çağrılan osmanım'a gazeteci arkadaşımız,
Karanfil attı!..
E be uslanmaz!..
Madem;
İçinden bir şey atmak geldi,
Deve dikeni neyine, yetmiyordu ki!..