Arpanın fazlalığından değil,
İhtiyaçtan!..
BORKONUT CENTER'a taşındık!..
Bizim için köyden, şehre inmiş gibi bir durum söz konusu oldu!..
Çok klas!..
Bir o kadar haşmetli!..
Fakat daha alışamadım!..
Bazen;
Kendimi cam fanustan fırlayacak olan Japon balığı gibi hissediyorum!..
Bazen de;
Tüm zamanların en güzel türküsü 'Haydar Haydar'da olduğu gibi;
Kâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi
Kâh inerim yeryüzüne, seyreder âlem beni...
O vaziyet yani!..
Tek sıkıntım;
Eşeğin sevmediği ot burnunun ucunda bitermiş misali,
Canik Belediyesi'nin akıl dolu AY-YILDIZLI binası!..
İnanmayacaksınız ama kapkaranlık bir fotoğraf gibi tam karşımda duruyor!..
Ben diyeyim ki;
Zulüm bekleyen ahu,
Siz deyin;
Gül bahçesiz, bülbül!..
Yoksul,
Acı,
Keder dolu!..
Görseniz,
İçiniz cız eder!..
Öylesine de sessiz ve SUSKUN!!!!!..
Anlayacağınız;
Lale devri bitmiş,
Farelerde silip-süpürüp erkenden gitmiş!..
Yani;
Kala kala dört duvar!..
Alacaklılar kapıda!..
Çalışanlar ise gırtlak vuruyor!..
Daha dün;
Şehr-i Samsun'un mucidi,
Canik beyi osmanım'a methiyeler yazanlar da;
"..............Canik Belediyesi yasal olarak ödemek zorunda olduğu maaşları ödemezken hangi firmalara ödeme yapıldığı ve belediye içeresindeki kirli ilişkilerin belediyeyi ne duruma getirdiği merak ediliyor..." diyor!..
Gördünüz işte!!!!..
Para bitti,
Aşk bitti muhabbeti de böyle oluyor!!!!..
Tabii, ilerleyen günlerde daha çok şeylere gebe kalacağımız kaçınılmaz!..
Hele bir osmanım,
Yiğit'ini alıp salına salına dağlardan dönsün,
O zaman anlayacağız,
Hanya ile Konya'yı!..