Boynundaki asılı yaftaya bakmadan,
..."Herkesin bir becerisi vardır.
Herkesin yapabildikleri de.
Herkesin yapamadıkları da vardır.
İster, isteme özürlü deyin, ister başka bir şey...
Ben isteyemem.
İstemem de!
Tanıyanlar bilir.
Daima dik durdum.
Kimseye de pabuç bırakmadım....." diyor,
Nam-ı değer,
Pencereci Avni Demir!..
Gerçi;
Pencereciliği de eline yüzüne bulaştırdı ya!..
Neyse!..
Şimdi gelelim;
'Dik' durma meselesine!..
Arada sırada ayağı tökezlese de,
duruyor!..
Bir ara;
Samsun Büyükşehir Belediyesi'ne gitmişti de,
ayağı burkulmuş,
Ambulansla hastaneye kaldırılmıştı...
O olaydan sonra;
Ne kadar 'Dik' duruyor, nasıl 'Dik' duruyor bilmiyorum!..
Bildiğim;
Hemen her yazısında Yusuf Ziya Yılmaz'ı eleştiren Avni Demir'in,
Büyükşehir Belediyesi'ne gitmiş olması!..
Aman ha!..
Ben çamur atmayım!..
Olur ya, eksik bilirim!..
Yanlış bilirim!..
Kendi köşesinde yazsın?..
Ya da;
Siz Özel Kalemi arayın, o günü yaşayanlar anlatsın!..
Olmadı;
Bir dönem ortağı olduğu kanka vaziyetindeki en yakın dostlarına sorun!..
Düğün yok ken, bayram yok ken;
Demir, belediyede ne arıyordu!..
Su faturası mı yatırıyor du?..
Acaba;
Akçeli işlere mi bulaşacaktı,
Bulaşıyor muydu?..
Gerçi yazısında da;
..."Birileri akçeli işlerle beni ilişkilendirmek isterse; cevabını en iyi beni tanıyanlar verir." diyordu!..
Diyordu, demesine de;
Ne kadar doğruydu?..
Öyle ya;
Belediye olayını anlatanların hemen hepsi, Demir'i yakınen tanıyanlardı!..
Allah var,
Ben orada yoktum!..
Söyleyenlerin yalancısıyım!..
Söyleyenler kim mi?.
Uuuuuuu!..
Hangi birinin ismini vereyim!..
Bu arada;
Benim hakkımda suçlamada bulunmayı da ihmal etmiyor, Demir!..
Neymiş de;
Zamanın emniyet müdürünü kandırmışım!..
Mahkeme kararlarına formül bulmuşum!..
Sadece gülüyorum!..
Çünkü;
Karşımdaki,
Benim adıma utandığını söyleyen Avni Demir!..
Fakat;
Yine de ben onun için utanmıyorum!..
Biliyorum ki;
Mevzu, ihtiyaç mevzusuydu!.