Futbolda son yıllarda elektronik bir sistem kullanılıyor.
Kısa adı VAR…
İngilizce, “Video Assistant Referee” olan kelimelerin baş harflerinden oluşturulmuş…
Türkçesi, YOK!
Ne işe yarıyor?
İtalya ile Fransa arasında 1996 yılında oynanan maçta ilk kez denendi. İki sene sonrada Türkiye’ye giriş yaptı.
Bir maçta pozisyonları görüp oyunun kurallarına göre karar vermesi gereken hakemleri çaldıkları ya da çalmadıkları pozisyonlarla ilgili yeniden bir değerlendirme yapan bir uygulama…
Bu sistem, sahadaki bir adet orta, iki adet yan, bir adet de 4. hakeme yardımcı oluyor. Maçı TV başından pek çok kamera açısıyla seyredip analiz eden VAR ve Avar adında üç kişinin daha olduğunu söyleyelim…
Doğru ve adil bir düdük sesinin gelmesi için 7 çift göz ve akıl var, üstüne bir de VAR var…
Peki, buna rağmen ülkemiz futbolunda adalet eşit olarak dağıtılıyor mu?
Bu soruya EVET cevabı verirsem, sokakta herkes beni döver ve de söver!
Son olarak Samsunspor ile Pendikspor arasında oynanan maçta vuku bulan bir pozisyon akıllarda pek çok soruyu beraberinde getirdi.
Umut Nayır’ın, kaleci Okan ile birbirine temas etmesi. Hakem eskileri katıldıkları programlarda farklı yorumlarda bulundular.
Biri Umut’a gösterilen sarı kartın doğru olmadığını söyledi. Ona göre bu pozisyon kartsız geçiştirilebilirdi. Kart gösterilecekse de rengin kesinlikle sarı değil, kırmızı olması gerektiğini vurguladı.
Bir diğeri, kalecinin faul yapan olduğundan yola çıkarak penaltı kararı verilmesi gerektiğini belirtti.
Ne ilginçtir ki!
VAR bu pozisyonda suskun bırakıldı.
Neden, niçin, niye?
Merak ediyoruz, nedir bunun cevabı?
Bu vaka da mağduriyet yaşayan taraf kimdir?
Sorunun cevabını doğrusu bilmiyorum, birileri söylesin…
Ama şurası bir gerçek ki el alemin icat ettiği şeyin ırzına geçmekte üstümüze yok!