Bayram Bektaş ve Hüseyin Eroğlu halef ve selefi sonrasında somut değişiklikler elbette ki göze çarptı ve olumlu sonuçlarda verdi, hiç kuşkusuz.
Nedir bu göze çarpan olumlu dokunuşlar derseniz…
Bana göre en önemlisi ‘iletişim’dir.
İkincisi, oyuncu profilinden anlamak ve maksimumu alabilmek için oyuncular portföyüne uygun sisteme gitmek. Üçüncüsü, genel kadro ayarlarında radikal kararlar almak ve bu yönde kararlı şekilde durmak, oyuncu değişikliklerinde genç oyunculara şans vermek...
Dördüncüsü, aslında en önemlisi!
Alt yapıdan haberdar olmak ve sürekli alt yapıyla ilişki kurarak tüm alt yapı gençlerine umudu sonuna kadar vermek.
Bir de başkan Yüksel Yıldırım ile pozitif diyaloglar ve sunumları var tabii.
Tüm bunları ele aldığımız zaman Eroğlu'nun da demeçlerinde kaydettiği 'puan kayıpları' olmasına rağmen averajla ligin ikinci konumundayız.
Buraya kadar tamam geldik.
Beş takım 29 puanda ve transfer dönemi yaklaşıyor, yaklaşıyor da biz transferleri neye göre yapacağız?
Sisteme göre mi, lige göre mi, yoksa mevcut rakiplere göre mi?
Zaten 12 civarı takımın ikincilik mücadelesi olacak, doğal olarak da transfer piyasası karışacak kızışacak.
Samsunspor bu duruma ne kadar hazır, endişeli miyim?
Tabii ki endişeliyim. Çünkü devre araları bize A.Ş. olduktan sonra hiç iyi gelmedi.
Gelelim sisteme…
Eroğlu geldi geleli 3-5-2 sistemi oynuyoruz.
Saha içinde gelişen olumsuz durumlardan ötürü (kırmızı kart) zaruri sistem değişikliği hariç.
Yani 11 lig ve 3 kupa maçı 3-5-2 sistemi ile oynandı.
Bu sistemin artıları kadar eksilerinin de olduğu aşikar.
Bu sistemin oyuncuları devamlılık sağlamak durumunda. Özellikle kenar oyuncular ve stoperler. Bu oyuncular çabuk ve etkili olmak zorunda.
Sağda Ali Ülgen tamam ama solda arayışta olduk sürekli. Eroğlu lehine gelişen bir detayda Abdioğlu’nun sakatlanıp yerine daha çabuk ve daha iyi oyun kuran Yunus Emre Çift’in monte olmasıydı.
3-5-2 hastalandı…
Niye mi?
Yunus Emre Çift sakat, Ali Ülgen sakat, Soner yetersiz. Zaten 3-5-2’nin maestro oyuncusu yok. 3-5-2 demek kenar varyasyonlar ortaların bolluğu demek.
Eeee hani varyasyonlar bolluğu kaç maç böyle varyasyonlar gördük.
Çarşamba günü akşamı oynanan Trabzonspor maçı kadrosu ve sistemi...
Yaa arkdaş ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.’
Trabzon maçı kadrosu ve sistemi tamamen sorumsuzluk ve o stadyuma gelen cefakar taraftara da saygısızlıktır.
Hocam elindeki sakat olmayan oyuncular üzerine sisteme gitmen gerekmiyor mu?
Her maçın kendine has yapısı yok mudur?
Hüseyin hoca kendine gel, alternatifler üret ve arayışlarda ol.
Çünkü sistem hasta ve oyuncular sakat!
Trabzon’da sahada kimse yoktu.
Ama Kuzeyin Kral'ı tribündeydi…
Kalın sağlıcakla...